1928 yılında Adana / Kadirli’de doğdu. İlahiyat Fakültesi’ni bitirerek İslam Felsefesi konusunda doktora yaptı (1955). Asistan olarak göreve başladığı AÜ. İlahiyat Fakültesi’nde doktorasını verdi. Sorbonne Üniversitesinden 1962 yılında mezun oldu. 1969 da Profesörlüğe yükseldi. Aynı yerde öğretim üyeliğini sürdürdü (1989).
Hacettepe Üniversitesi’nde Türk Düşünce Tarihinde Felsefe dersleri veren Çubukçu, Kültür Bakanlığı’nın bazı kurullarında danışmanlık, A.Ü. Senatosunda iki dönem senatörlük görevinde bulundu. Atatürk Kültür Dil ve Tarih Kurumu Başkan Vekilliği ve İta amirliği yapan Agah Çubukçu 21 Ocak 1993 – 23 Eylül 1993 tarihleri arasında Türk Tarih Kurumu’nun Başkan Vekili olarak görev yaptı.
1984-1990 yılları arasında Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu Üyeliğinde, 1994-1997 yılları arasında da RTÜK Üyeliğinde görev aldı. RTÜK Başkanlığı da yapan Çubukçu 1994-1997 yılları arasında A.Ü. İlahiyat Fak. Felsefe Din Bölüm Başkanlığı’nı da yürüttü.
Bilimsel inceleme ve araştırmalarının yanısıra, ilahi biçimindeki şiirlerinde dinsel aydınlanmayı ve dinsel kültürün getirdiği ruh temizliğini işledi. Şiirlerinin dışında toplumsal konularda eserler yayımladı.
Gerçekte insan, inancı güçlü, ahlâkı olgun ve iradesi sağlam olduğu derecede manevî açıdan zengin sayılır. Manevî açıdan zengin olan kimse ise gerçek mutluluğa yönelmiş demektir.
Çoğumuz çocukları severiz. Onlarla oynarız, şaka yaparız ve hoş anlar yaşarız.
Ancak onlara mutlu bir dünya sunmaktan da çoğu kez uzağız. Şu dünyanın bozuk dengesi nice yavrunun belini büker. Açlık, hastalık ve çaresizlik milyonlarca çocuğun peşini bırakmaz. Oysa çocuk dünyaya özgür ve mutlu yaşamak hakkıyla doğar. Ne var ki uygulamada bunu her yerde görmekten uzağız.
İnsanoğlu savaşı önleme çaresini henüz bulamamıştır. Savaş ise en çok çocukları mutsuz eder ve ezer. Ana ve baba sevgisinden uzak, sağlıklı çevreden yoksun ve besinini gereği gibi alamayan bir çocuğa nasıl bir dünya sunduğumuzu siz düşününüz.
Çağımızda geçimini sağlamak için başka ülkelere giden aile başkanları da az değildir. Zavallı baba gurbette kendi yalnızlığına mı acısın ya da çocuğunu besinsiz bırakmak zorunda mı kalsın? Çocuğu her türlü fırsat eşitliğinden yoksun mu olsun? Soruna hangi açıdan bakarsanız iç açıcı değildir. Sonuçda daha çok ezilen, üzülen ve boynu bükülen çocuktur. Şu garip dünyanın bozuk düzeni, milyonlarca çocuğa böyle sunmaktadır kendini.
İslâm dininde iman ,ahlâk ve ibadet çok önemlidir.
Kitab genel olarak güzel ahlaka değinmiş.
İyi bir müslüman olmak ve manevi hayatı zenginleştirmek için ahlâki olgunluğa önem vermek gereklidir.İslamiyetin asıl amacı da budur .
Özellikle insanı sevmeyi ve insana değer vermeyi gaye edinmeli ki günümüzde de maalesef en çok insan değersizleştirildi !
İyi bir müslüman olabilmek için insanları sevmeyi ,mü'min dindaşlarına karşı kardeşçe davranmalı ve toplum içindeki görevini en iyi biçimde yapmalıdır.
Sizin en hayırlınız ,ahlakı en güzel olanınızdır
Ahlâknız güzel olsun
Bu eserimiz bir tarih kitabı da değildir. Bu nedenle tarihsel olayları anlatımı yoktur. Ancak “Denemeler"i çeşitli kültür dallarının bizde bıraktığı birikimlere ve izlenimlere göre kitap aktarmışlar. Içinde bir çok kelimeleri anlamlandırmayı ve yalın hallerde söyleşiler kullanmışlardır . Harika bir kitap herkesi okumasını tavsiye ederim az cok birseyleri farklı bakış acısı yaratmakta ve sağduyulu olmaya davet etmekte ...
Söyleşilerİbrahim Agah Çubukçu · Türkiye Kültür Bakanlığı Yayınları · 19982 okunma