Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İbrahim Akkurt

İbrahim AkkurtFetvanın Gücü yazarı
Yazar
7.6/10
5 Kişi
21
Okunma
2
Beğeni
568
Görüntülenme

Hakkında

Unvan:
Yazar

Okurlar

2 okur beğendi.
21 okur okudu.
14 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Top Kapısı: Bizans devrinde "Pyle ton Hagion Romanou" adını taşıyan Topkapı, bugünkü adını Fatih Sultan Mehmed'in fetih sırasında buraya yerleştirdiği büyük toplardan almaktadır. 19. yüzyılın ortalarında İstanbul surlarını gezen kimi seyyahlar duvarlara yerleştirilen bu toplardan bahsetmişlerdir. Kapının sağ tarafında İstanbul'un fethi ile ilgili bir kitabe de bulunmaktadır.
Sayfa 21 - Yeditepe, İstanbulKitabı okudu
6 kilometrelik bu kara surları içerisinden günümüze ulaşan 8 kapı bulunmaktadır ki bu kapılar İstanbul'un tarihsel hafızası ile eşdeğerdir.
Sayfa 19 - Yeditepe, İstanbul'un Sur Kapılarının İsimleri Nereden Geliyor?Kitabı okudu
Reklam
Posedion'un 3 Başlı Yabası ve Yunus Figürü: Antik Yunan mitolojisinde Posedion denizler tanrısıdır. Yabasını yere vurduğunda deprem olduğuna inanılır. Bu figür inşaatta çalışan pagan ustalar tarafından yapıyı depremlere karşı korumak için bir tılsım olarak yerleştirmiş olabilir denilmektedir.
Sayfa 172 - Yeditepe, Ayasofya Ve İçindeki SembollerKitabı okudu
Ama asıl onu ölümsüz kılan mısralar "Hüma kuşunun Gölgesi" isimli gazelinde yer alıyordu. Asırlardır söylene gelen "Bakî olan şu kubbede hoş bir sada imiş" şeklindeki meşhur sözün de geçtiği gazelin tamamı şu şekildedir: "Zülf-i siyahı sâye-i perr-i hüma imiş İklim-i hüsne anun içün padişah imiş Bir secde ile kıldı ruh-i aftabı zer Hak-i cenab-ı dost aceb kimya imiş Avazayi bu aleme davud gibi sal Baki kalan bu kubbede bir hoş sâdâ imiş Görmez cihanı gözlerimiz yarı görmese Mir'at-ı hüsni var ise alem-nüma imiş Zülfün esiri baki-i biçare dostum Bir mübtela-yı bend-i kemendi bela imiş" Gazelin açıklaması ise; Meğer o sevgilinin kara zülüfleri, hüma kuşunun kanadının talih bağışlayan gölgesi imiş. Zaten bu yüzden de güzellik ülkesinin sultanı o imiş. Sevgilinin avlusunun toprağı nasıl bir kimya imiş ki, güneş oraya bir secde etmekle hemen yanağı kıpkızıl bir altına dönüşüvermiş. Avazen bu alemde davud gibi çınlasın. Çünkü bu gök kubbede baki kalan ancak hoş bir sâdâ imiş. Sevgiliyi görmediğimiz vakit cihan gözümüze görünmez olur. Eğer ayine-i alemnüma diye bir şey var ise, zannımızca o sevgilinin güzelliğinin aynasından ibaret imiş. Sevdiceğim! Zülfüne bağıyla esir olan şu biçare baki, bu haliyle meğer bir bela kemendinin yani senin zülfünün bağına tutulup kalmış da ondan kendini alamıyor.
Sayfa 127 - Yeditepe, Bakî Ve Kabrindeki MesajKitabı okudu
İslamiyet'in ilk yıllarında Hz. Peygamber'e karşı müşriklerin duyduğu öfke, o dönemin meşhur şairlerinin şiirlerine de yansımıştı. Kendisine sormadan Müslüman olan kardeşlerine sinirlenen, dönemin ünlü şairlerinden Ka'b Bin Züheyr, hem Hz. Peygamber'e hem de Müslümanlara yönelik sert şiirler ve hicivler yazmıştır. Ancak daha sonra kendisi Müslüman olmaya karar verince, Hz. Peygamber'e hitaben yazdığı şiirle gönüllere taht kurmuştur. Kendisine hitaben yazılan kasideyi çok beğenen Hz. Peygamber, üzerindeki hırkayı (hırka Arapça'da bürde demektir) çıkarıp Kab Bin Züheyr'e hediye eder ve bu şiir İslam tarihinde "Kaside-i Bürde" ismiyle meşhur olur. Hz. Peygamber'in hediye ettiği bu hırka, Hz. Muaviye tarafından Ka'b Bin Züheyr hazretlerinin varislerinden satın alınır. Zamanla Emevilere, onlardan Abbasilere geçer. Mısır'ın fethinden sonra Mekke Şerifi tarafından diğer kutsal emanetler ile birlikte Yavuz Sultan Selim Han'a teslim edilir. Yavuz Sultan Selim Han da İstanbul'a getirdiği mübarek emanetleri, Topkapı Sarayı'nın Enderun denilen iç avlusundaki has odaya yerleştirir ve bu odada 24 saat kesintisiz bir şekilde tayin edilen 40 hafız ile Kur'an-ı Kerim okutturur.
Sayfa 34 - Yeditepe, Hırkaların Kutsiyeti Ve İstanbulKitabı okudu
Değerli tarihçimiz
İbrahim Akkurt
İbrahim Akkurt
hocamızı dinliyoruz.. Engin bilgilerinden yararlandığımız bir akşam sonu 🌸

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok