1981 yılında Tionek’te doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Suruç ve Şanlıurfa’da tamamladı. Dicle Üniversitesi’nde Türkçe Öğretmenliği’nden mezun oldu. Bilkent Üniversitesi’nde Türk Edebiyatı alanında yüksek lisans programında okudu. Çeşitli üniversitelerde dersler, seminer ve konferanslar verdi. Halen The City University of New York’ta misafir öğretim üyesi olarak devam etmektedir. Bilimde hiyerarşi ve ihtisaslaşma yerine disiplinlerarası çalışma ve karşılıklı bir öğrenme metodu savunmaktadır.
bir meleğin kanat sesleri örtmüyor üstümüzü
alnı secdede kalmış bir Kürdün âhına benziyor dudaklarındaki gülümseme
bozuk bir kum saati gibi; tıkanıyor zaman.
geçmiyor.
alevler öpüyor bir atın nal seslerini.
1925’in yazından bir mektup geliyor:
şeyhimiz darağacında güller açtı.
“Açsam ellerimi acıyacak kaderim.."
dizesi yankılanıyor beynimde,içim eziliyor..
yaşamını,aşkını,inancını , bütün sancılarını satırlara örmüş...
Sadece bir kere okumak yetmiyor okundukça şiir kendisini size açmaya başlıyor ve ilk okunduğunda mana veremediğiniz şey anlam buluyor.
“Ummak nedir avuç çizgilerini kesene”
Bazı satırları anlıyorsunuz, düşüncelerinizde yer ediniyor, bazı sartırları hissediyorsunuz, yüreğinizde yer ediyor . Bazı satırlar ise hiç anlamıyorsunuz , onlarda ruhunuzda derin izler bırakıyor.
“Sığmıyor suya hançer/ kesmek için içindeki cinneti
atlar geçiyor/ soylu atları şeffaf bir bahçenin
gecenin açtığı yaralara dil/ annem saçlarını kesiyor”
Şiirin içinde anılar , hikayeler vb....merak uyandırıcı, çoğu kez "çözülmüş bir sırrın üzüntüsü”ne dönüşüyor..
Bir kere okuyunca onun çekimine kapılıyorsunuz.
Belki okuduğunuzda bu adam bu kadar sıfatı nasıl bir arada toplamış diyebilirsiniz ama bu yanıltır sizi yanıltmasın!!!
Onlar salt sıfatlardan ibaret değil! hiç değil.
Başucu kitabım : “ Sular Divanı “
Sular Divanıİbrahim Halil Baran · Yom Yayınları · 200545 okunma