Ortadoğu'da hesaplar bir gecede sıfırlanır, cepheler her gün değişir. Dostluklar da düşmanlıklar da baki değildir. İhanetlerin sınırı yoktur. Kalleşliğin de. Devam eden tek şey; vesayettir, köleliktir. Talimatla, buyrukla, emirle ülkeler hizaya sokulur, cepheye sürülür. Bu cephe bazen yan komşunuz olur, bazen kendi vatandaşınız.
İslâm'la, Müslümanlarla savaşmayı bile size “Müslümanlık adına savaş” olarak yutturabilirler. Siyasi iktidar alınır karşılığında petrol verilir, doğalgaz verilir, ülkelerin zenginlikleri peşkeş çekilir. “Bizim sayemizde ayaktasınız” diyenlere her yıl haraçlar dağıtılır. Coğrafyanın namusu, kaynakları, onuru ayaklar altına alınır. Değişmeyen tek şey; işgaldir, alçaklıktır! Bu coğrafyayı Amerika, İngiltere yönetir. Kararı onlar verir, yetki onlardadır, talimat oralardan gelir. Yöneticilerin çoğu "atanmış"tır. Bağımsız gibi görülen ülkeler aslında işgal altındadır. Ortadoğu dediğimiz bölge işgal altındadır. Ülkeler çatıştırılır, parçalanır, toplumlar ayrıştırılır, bütün kimlikler çatışma için kullanılır.
ABD, Lübnan savaşını neden finanse eder? İsrail, El Fetih'e neden silah verir? Lübnan ve Filistin'de iç savaş çıkacak mı? İki ülkenin bu iki ülke ile ilgili planları neler?
Mahmut Abbas, Yaser Arafat döneminde de Başbakan yapıldı. Onun liderliğinde Filistin için yeni bir iktidar eliti oluşturulmak istendi. ABD/İsrail kontrolünde olacak bu iktidarın en büyük görevi Filistinli direniş gruplarını silahsızlan dırmaktı. Arafat planı suya düşürdü. Abbas'ı hareket edemez. hale getirdi. ABD ve İsrail'in denemesi sadece 4 ay sürdü. Abbas istifa etmek zorunda kaldı. Ardından Arafat'a yönelik ağır baskılar, tecrit, evinde korumalarının kurşunlanması ve son olarak zehirlenip öldürülmesi geldi. Arafat ölür ölmez Abbas yeniden iktidara getirildi. Yine ABD ve İsrail'in des teğiyle. Onlara verdiği taahhütler Filistin halkının tamamen teslim olmasına yönelikti.
Uluslararası gözlemcilerin denetiminde Ortadoğu'nun en demokratik seçimi yapıldı. Hamas iktidara geldi. ABD/ İsrail destekli iktidar, Hamas iktidarına yetkilerini devretmedi. Hamas'ı bitirmek için Filistin'e ağır bir ambargo süreci başlatıldı. Halk açlıkla terbiye edilecek, Hamas iktidarı düşmek zorunda kalacaktı.
Bir zamanlar “Türkiye Sovyetlere kayar”, “Eksenimizden çıkar” diye darbeler yapan NATO, şimdilerde “Türkiye kendine dönmesin” diyerek, “Türkiye’yi durdurmak” için darbelere girişiyor.
Türkiye'nin ve bölgenin insanları, siyasi liderleri, aydınları, toplumsal öncüleri, gerçeği görmeli artık. Washington'dan, Londra'dan gelen barış projeleri savaş olup bizi yakıyor. Bu güne kadar anlayamadıkları bu artık anlasınlar! Anlasınlar da, kendi insanlarına öncü olsunlar, başkalarının hegomanyacı projelerine değil. Bugüne kadar yaptıklarına bir baksınlar. Baksınlar da aslında kimler adına hareket ettiklerini görsünler. Hiç değilse vicdanlarına kulak versinler. Bağdat 'ı Beyrut 'u Şam 'ı savunmayanlar İstanbul 'u da savunmyacaktır. Bunu böyle bilin! Herkes yüreklerini ortaya koymalı artık...
Kitabi beğenmeme diye bir buton olmalı.
Tamam bir olaylar silsilesi anlatiyorsun ama yer tarih kaynak tarafsızlık objektif bakış yok.
Tamamen bir pencereden ve hayali kurgular olarak kalan bu kitap tarih ve kaynak verilerek yeniden yazılsa belki hakettiği yeri bulur.
Yılın ilk kitabı.. İsim ve kapak oldukça iddialı gözüküyor. İçi de bir onun kadar iddialı. Mesela 3. Dünya Savaşı'nın S. Arabistan ile İran piyonları arasında ABD maharetiyle gerçekleşeceğini felan öngörüyor. Ayrıca bu kritik bölgenin (ortadoğunun) kaderini belirleyen gücün Türkiye olduğunu,kendisinin yenilgiye uğramasının bölge için de mağlubiyet ve mağduriyet olacağını söylüyor. Günümüz yakın ortadoğu siyasi tarihine bakmak için iyi bir pencere bence bu kitap.