-Medya dünyasında izleyicileri uzun süre ekrana bağlama şansı olmayan “ağır” konulara ya da konuların uzun uzadıya ve derinlemesine tartışılmasına yer yoktur.
-Siyasetin ilgiyi sürekli izleyicilerin üzerine çekebilecek bir izlenirlik ve tüketilebilirlik ölçülerine uyarak görselleşmesi gereklidir.
-Neoliberalizmin siyasal alanı daraltması, iktidarın kişiselleşmesi ve görmenin iktidarı ile biçimlenen seyirci demokrasisi koşullarına teslim olan siyasi partiler, program ve fikir temelinden kopmakta, siyasetin içeriği boşalmakta ve seçimler birer gösteri haline dönüşmektedir.
Senin zekana inanan insanları hayal kırıklığına uğratma,
Kendini sev,
Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek olduğunu unutma,
Dostluğunla yetinmeyenler için hiçbir fedakarlık yapma,
İnsanları kaybediyorsun diye ağlayıp sızlanma ama kazandığın insanların değerini bil,
Kimseye taşıyabileceğinden fazla değer verip bununla övünmesine fırsat verme,
İstediğini almak için asla duygu sömürüsü yapma,
Sana duyulan sevgiyi ve güveni istismar etme.
Kişisel gelişim kitaplarını genel olarak sevmem ve okumak istemem. İsmi beni çektiği için bu kitabı okumaya karar verdim ve gerçekten çok doğru bir karar oldu. Okuyup yarım bırakmadığım ve gerçekten tavsiye edebileceğim şimdilik tek kişisel gelişim kitabı.
Bu kitap, Türkiye'ye mülteci veya sığınmacı olarak göçen Suriyelilerin hukuki analizini yapan bir rapordur. Bu hukuk raporundan "anladıklarımı" yazmak istiyorum:
-Suriyeliler, göçmen/mülteci/sığınmacı olarak tanımlanmıyor.
-"Geçici koruma statüsündeki kişiler" şeklinde tanımlanıyor.
-Suriyeli sığınmacılar geri gönderilemiyor