Yıllar sonra Dr. Mükerrem Sarol’a Adnan Menderes o günlerden hatırlayabildiklerini şöyle anlatıyordu:
“Melike’nin anneme benzediğini söylerlerdi, onu kaybetmek beni yapayalnız bıraktı, artık bu dünyada babaannemden başka hiç kimsem kalmamıştı. Onun yeri küçücük kalbimde; baba, ana ve kardeş olmuştu.
Sana ne söylesem ne anlatsam öksüzlüğümün, yalnızlığımın ruhumda yarattığı melâli tam tamına aktaramam.”[1]