1982 yılında Ankara’da doğdu. Orta öğrenimini Anıttepe Lisesi’nde, lisans eğitimini Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde tamamladı. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı’nda “1970’lerde Türkiye’de Radikal Medya” başlıklı teziyle yüksek lisans derecesi, “Bir Politik Anlatı Olarak Ahmet Kaya Şarkıları” başlıklı teziyle doktora derecesi aldı. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak çalıştı. Barış İçin Akademisyenler’in “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladığı için 1 Eylül 2016’da 672 sayılı KHK ile görevinden ihraç edildi.
Bize türkülerimizi söyletmiyorlar Robson
İnci dişli zenci kardeşim
Kartal kanatlı kanaryam
Türkülerimizi söyletmiyorlar bize
Korkuyorlar Robson, şafaktan korkuyorlar
Görmekten, duymaktan, dokunmaktan korkuyorlar
Yağmurda çırılçıplak yıkanır gibi ağlamaktan
Sımsıkı bir ayvayı dişler gibi gülmekten korkuyorlar
Sevmekten korkuyorlar bizim Ferhat gibi sevmekten
Sizin de bir Ferhat’ınız vardır elbet Robson, adı ne?
Tohumdan ve topraktan korkuyorlar
Akan sudan ve hatırlamaktan korkuyolar
Ümitten korkuyorlar Robson, ümitten
Korkuyorlar kartal kanatlı kanaryam
Türkülerimizden korkuyorlar…
NAZIM HİKMET RAN
Ben mahkemelik oldum.Adam bana diyor.
Çok uzakta ne var? Çok uzakta öyle bir yer var da,ne var?diyor..
Sosyalizm mi var yoksa? dedi hâkim.
Dedim "Valla bilmiyorum hâkim bey "
Hot,hüt,böyle bir muhabbet yani.
AhmetKaya
Lenin: İnsanlığı ücretli kölelikten yakında özgür kılacak olan kurtuluş onuruna söylenen proleter ezgilerinin, dünyanın bütün şehirlerinde, bütün işçi şehirlerinde, hatta tarım işçilerinin kulübelerinde yankılanmasını hiçbir polis baskısı önleyemeyecektir.
Ahmet Kaya şarkılarının politik, toplumsal ve ideolojik arka planını çözümleyen iyi bir çalışma.
Butler'in teorileştirdiği şekliyle "yası tutulamaz olanların", ötekilerin şarkısını söylediği için bugün halen bu topraklarda dinlenmektedir Ahmet Kaya.
Her ne kadar şarkıların ima ettiği arka planda anlatılan kimlikler belli bile olsa bir muğlaklık her zaman vardır her görüşten insan kendisini bu muğlaklığın içine yerleştirebilmektedir.
Bu yüzden solcuların yüksek sesle, muhafazakârın kısık sesle, ülkücülerin gizlice dinlediği bir efsane olma özelliğini yitirmemiştir.
"Ülkemizin hangi bölgesinin neresinde olursa olsun, hiçbir zaman savaşların olmamasını, hiçbir insanımızın sokakta, çarşıda, dağda, nerede olursa olsun ölmemesini ve bu çocukların bağımsız, demokratik bir ülkenin dürüst yurttaşları olarak yaşamalarını istiyoruz. Bizim ülkemizin çocukları hiçbir zaman kanın zerresini bile görmesinler. Biz bunun için çaba sarfetmeliyiz."
| Ahmet Kaya |
Bir Politik Anlatı Olarak Ahmet Kaya Şarkıları
Açık Yaranın Sesi
İlkay Kara
@iletisimyayin
.
Ahmet Kaya'nın yaşamının sarsıcı eşiği, 10 Şubat 1999 tarihinde Magazin Gazetecileri Derneği tarafından düzenlenen ve bir özel televizyondan canlı yayınlanan ödül töreninde yaptığı konuşmasının ardından salonda olusan hamaset dalgası çatal bıçakları
Ahmet Kaya şarkılarının ne anlamlar taşıdığını, ortaya çıkan ürünlerin ne şartlarda hazırlandığını ve toplumsal-ideolojik taraflarının ele alındığı güzel bir çalışma sunmuş bizlere yazar.
Kitabı okurken taraf tutarak okumadım, bazı şeyler hakkında bilgi edinmek-öğrenmek amacıyla okudum.
Tabii ki siyasi bir tarafı da var. O zamanın şartlarındaki bakış açısı ile günümüzdeki bakış açısı arasında dağlar kadar fark var diyebiliriz. 60’lar 70’ler 80’ler 90’lar...
Bölücülük propagandası yapacak bir insandan bu şarkıların çıkacağına pek ihtimal vermiyorum. Düşüncelerime katılırsınız katılmazsınız saygı duyarım. Zamanında gereksiz yere eleştirildiği, linç edildiği ve sürgüne çıkarıldığı gözler önünde. Ülkesini gerçekten seven bir insanın kuracağı cümleler bunlar;
‘’Biz Türkiye’de devrimciler ve demokratlar olarak namusumuz üzerine yemin ediyoruz bu ülkeyi böldürtmeyeceğiz.
Size bir şey söyleyeyim çocuklar. Biz demokratlar, devrimciler ve yurtseverler olarak şerefim üzerine yemin ediyorum ki, bu ülkeyi hiçbir zaman böldürtmeyeceğiz. Ve ancak söylenmesi gereken tek bir şey vardır. O kirli savaş bitmek zorunda. Bu kan, bu gözyaşı, bu revan... artık 19-20 yaşındaki çocukların cenazelerine alışmak istemiyoruz gözüm bütün mesele bu.’’
| Ahmet Kaya |