Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.27
İlker Korkutlar
İlker Korkutlar Yorumları ve İncelemeleri
İlker Korkutlar yorumları ve incelemelerini, İlker Korkutlar kitabı hakkındaki okur görüşlerini , İlker Korkutlar puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Genel olarak güzel bir bilim kurgu kitabıydı. Bir gecmis bir gelecek gidip geliyorsunuz. Kitapta karakterler ayri ayri anlatiliyor. Ilk 100 sayfa da karakterler birbirinden bagimsizken kitabin ortalarina dogru aralarindaki iliski anlaşılıyor ve kitap daha da heyecanlaniyor. Ilk sayfalari biraz yavas ilerlese de ortalarina dogru merak daha da artiyor. Bilim kurgu sevenlere tavsiye ederim:)
Tedavisi yok bu salgının, öyle ki ölüm kol geziyor. Hayatta kalabilen sadece yüz bin kadın kaldı. Ve yetkililer bu kadınları bir tesise kapatıp üst düzey bir yapay zeka ile yönetiyor. Geride kalan başka insan var mı? İşte bu soru kitap boyu aklından geçireceğin bir cümle! Başka kim kaldı? Felaketten önce dondurulmuş insanlar? Belki... Ama hemen umutlanmamakta fayda var.
Pek çok karakter tarafından kaleme alınan ve bir okur olarak ilk 55 60 sayfası adapte olmakta bir nebze zorlanacağın ama alıştıktan sonra elinden düşmeyecek bir bilim kurgu aslında!
Gerçek hayatta böyle bir projenin olması bizi şaşırttı mı? Koca bir gülümsemeyle baş sallıyorum okur. Bir Türk yazarın onca türden en az kaleme aldığı bilim kurgu seçmesi gurur kaynağıyken bu projenin gerçek olması merak uyandırıcı.
Yıl 2045! Zaman farklı, insan yok denecek kadar az ve kıtlık salgın kadar yaygın... Zaman ışınlanmaları yaşayacağın ama soluksuz okuyacağın muazzam bir kitaptı. Şimdi asıl soru şu; geleceğe gitmeye ne kadar hazırsın?
#venüsprojesi #ilkerkorkutlar #portakalkitap
Öncelikle kitabın imzalı bir kopyasını hediye eden, kitabın yazarı İlker Bey'e çok teşekkür ediyorum. Bir öğrencinin kitap almasının bile zorlaştığı bu ekonomik düzende, böyle bir hediye en anlamlı paylaşımdır. Böyle olunca bu güzel kitap ile ilgili fikirlerimizi paylaşmak ve kitabın tanınmasını sağlamak biz okurların sorumluluğudur. :)
Öncelikle kitapta beni en çok tatmin eden şey Mısır mitolojisinin ve özellikle Annunaki teorisinin kullanılması oldu. 2045 yılıyla ilgili bir tahminde bulunan bu kitap bence Ütopik bir tavır ile yazılan saklı bir Distopya. İnsanların ve gelişen teknolojinin iyiye kullanıldığı düşünülürken aslında doğal olmayan her şeyin bir gün felakete yol açacağı güzel yansıtılmış. Kitap bu noktada popüler kültür ile harmanlanmış. Tahmin edilebilirlik oranı bence %60. Aslında kitabı okurken olabilecek senaryoları tahmin edebilme imkanı bile öyle sade ve güzel sunulmuş ki bu sizi rahatsız etmiyor. Bence buradan çıkartılması gereken ders; "Madem teknolojinin yol açacağı sorunları yansıtan bu kitabı tahmin edebiliyoruz, öyleyse aslında bizi bekleyen geleceğin ve tehlikenin farkındayız. Peki neden hala harekete geçmiyoruz?" Ayrıca kitapta sunulan karakterler öyle gerçek kokuyor ki, yaşanmış hikayelerden esinlenildiğini anlamak, eseri daha da okunur kılıyor. Kısacası bir bilim-kurgu hastası iseniz bu eser kütüphanenizde yer almalı. Film seyreder gibi gözünüzün önünde canlanan sahneler için, iyi okumalar ve seyirler dilerim. İlker Bey'i daha birçok projede görmek dileklerimle...
İlker Korkutlar’ın Portakal Kitap’tan çıkan bilimkurgu romanı Venüs Projesi ile Mayıs ayını kapattım. Kitap Homo Sapiens’in içgüdüleri ve düşünce yapısını ve bunlara bağlı olarak ekolojik dengeye yaptığı müdahaleleri, bu müdahalelerin olası sonuçlarını başarıyla aktarması yönüyle oldukça başarılı. Dokunduğu bu hassas konular ile hastalıklı toplumsal düzeni de irdeleyip isabetli eleştirilerde bulunuyor.
Kitabı farklı karakterlerin bakış açılarıyla okuyoruz. İlk etapta hem zaman geçişi hem de karakterler arası geçişler beni yormasa da bazı okurları yorabilir. Ancak anlatılan konunun ilgi çekici olması okurun kitaptan kopmasını engelliyor. Kitapta günlük hayatta komplo teorisi olarak duyduğumuz birçok konu bilimkurgu başlığının altına alınıp işleniyor. Salgın hastalıklar, biyolojik silahlar, savaş, cyborglar, androidler, ekonomiyi yönlendiren karanlık gruplar, kıyamet sonrası dünya gibi konuların yanı sıra kitabı oluşturan temel taşlardan biri de yapay zeka teknolojisi ve bu teknolojinin ileri dönemlerde insanlığın başına açabileceği problemler.
Kitapta Isaac Asimov’un üç robot yasasını görmek de güzel bir detaydı. Karakterlerimizin yolları bir noktada buluşuyor ve yine ilginç bir şekilde kitabın sonu bağlanıyor. Bilimkurguya başlangıç için de uygun olduğunu düşündüğüm bu sürükleyici kitaba göz atmanızı öneririm.
VENÜS PROJESİ || YORUM
Belirtmeliyim ki Venüs Projesi, beklediğimin aksine oldukça farklı bir okuma deneyimi sunarak beni keyifli bir yolculuğa çıkardı. Yazarın ilk kitabı olması ve bilimkurgu gibi zor bir türe dayalı bir eser olması beni düşündüren özellikler arasındaydı. Yazar olmak, daha da ötesi yazdıklarını severek okutmak gerçekten zor zanaat. Ancak yazarımızın bu
Elinizden bırakmayı istemeyeceğiniz harika bir bilimkurgu kitabıyla geldim. Bir yandan robotların insan bencilliğini çarpıcı bi şekilde sorgulatması öte yandan yapay zekanın gittikçe hayatımızı bu kadar kaplamasıyla içten içe çalan korku çanlarının hissedilmesi. Ciddi anlamda bir yabancı bilim kurgu filmi izliyorum hissini yaşadım. Her ne kadar kurgu olsa da okuduklarım cidden buna mı yaklaşıyoruz sorusunu sordurttu.
Kitabımızın her bölümünde farklı karakterlerden bahsedilmesi, daha sonra bir noktada bu karakterlerin yollarının buluşması başta kafalarda karışıklık yaratabilir açıkçası. Okuma ilerledikçe her şey oturmaya başlıyor ve anlamaya başlıyorsunuz olayları. Bilim kurgu olduğu için ve daha çok bilim üzerinden aktığı için biraz anlamakta zorlandım açıkçası ama dili ve akıcılığı iyi olduğu için bu sorun kısa sürdü.
Sene 2045. Dünya bildiğimiz dünya değil. Dünya üzerinde yaşayanlar yalnızca Venüs topluluğu. Önceki dünyadan seçilen yüz bin kadın ve onları yöneten yapay zeka Quantus. Quantus; topluluk yönetiminin yanı sıra yaşanılan büyük felaketten sonra hala hayatta kalabilecek olanları aramakta. Quantus, raporlarına girdiğine göre henüz hayatta kalan birilerine rastlanmamış ancak gerçek bu şekilde mi acaba?
Bu büyük felaketten önce dondurulan babasını hayata döndürmek için çabalayan, Kriyojeni Mühendisi Derin, zamanın bambaşka yerlerinde hayali olan Bilgisayar Mühendisi Demir, Karanlık iş adamı Nihat, Şehir hayatından sıkılıp oraları terk eden ve kendi düzenini kuran Mert...
Karakterlerimizin yolları nerede, nasıl kesişiyor, olaylar nasıl gelişiyor? İçten samimiyetimle, özellikle bu türü sevenlere tavsiyemdir. Meraklı ve keyifli okumalar..
Herkese merhaba Bugün size bilim kurgu tarzında harika bir kitap ile geldim. Aslında biraz distopik tarzda da diyebiliriz. Kitabımızda ki karakter sayısı biraz fazla ama bu sizi korkutmasın, dil gayet sadece ve akıcı olduğu için hiç zorlanmadan okuyorsunuz. Konusuna gelecek olursak MÖ 1300’ler ile başlayıp, 2010’a oradan 2045’e ve son olarak YMS (Yeni Milattan Sonra) 0007’ye kadar süren bir yolculuğun hikayesi. 2010 yılına dönüyoruz ve yapay zeka teknolojileri üzerine çalışan Demir, bir gün bir mektup alır ve hayatı değişir. Yeni bir iş teklifi alan Demir, Sai ile tanışır ve projeyi birlikte yürütmeye başlarlar. Bu proje o kadar büyüktür ki dünya alt üst olmak üzeredir. Tam bu sırada Demir’in başına gelen bir felaketten sonra planlar değişir. Demir’in karısı ve kızı için vermesi gereken zorlu bir karar vardır.
Diğer bir tarafta yine aynı dönemde Tuba ve Mert şehir hayatından sıkılır, tüketen değil üreten olmaya karar verir ve Antalya’ya yerleşirler. Maalesef bazı hayati problemlerden sonra Mert patronu Nihat’tan yardım istemek zorunda kalır. Nihat yardım eder etmesine ama onun da bir isteği olacaktır?
Yıllar geçer dünya değişir. Yapay zeka bambaşka bir boyut kazanmıştır artık. Çok fazla detay vermek istemiyorum ama dolu dolu ve oldukça akıcı bir kitaptı. Kesinlikle tavsiyemdir.
Yıl 2045, Dünya peş peşe bir sürü felaketi atlatmıştır. Kıtlık, açlık ve bunların getirdiği kaos ortamında yapay zeka Quantus tarafından yönetilen Venüs Topluluğu’nda yüz bin kadın yaşamını devam ettirmektedir. Deneyler ve yeni buluşların yardımı ile Derin, felaketlerden önce dondurulan babasını hayata döndürmek için çabalamaktadır.
2010
Merhabalar değerli kitapseverler bugün İlker Korkutlar'ın kaleme aldığı Venüs Projesi adlı kitabı sizlere tanıtmak istiyorum. Kitapla bilim kurgu türünün derinliklerine iniyoruz. İlk defa bilim kurgu türü okudum ama iyi ki okumuşum diyorum. Kitapta 2010 ve 2045 yılları arasında gidip geliyoruz. Ayda, Demir, Derin gibi birçok karakterin hayatlarını okuyoruz ve bir noktadan sonra karakterlerin hayatlarının kesiştiğini öğreniyoruz.
Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölüm baş kahramanlarımızdan Demir'in evine gelen mektupla başlıyor. Gelen iş mektubudur, teklifi kabul eden Demir karşılaştığı bir sorunla yıllar sonrası için dondurulması gerekiyor. İkinci bölümde ise tedavisi mümkün olmayan ebola virüsünün ortaya çıkmasından dolayı hayatta kalan 1000 kadının toplandığı Venüs Topluluğu anlatılıyor.
Dondurulan Demir uyandırılmaya çalışınca uyanacak mı?
Kitaptaki zaman geçişleri çok güzel. Bölümler çok uzun olmadığı için sıkmıyor, çok keyif alarak okuduğum bir kitaptı. Filmi olsa izlerim dedim hatta. Bilim kurgu severlere tavsiye ediyorum.