Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Isabelle Filliozat

Isabelle FilliozatDenemediğim Yol Kalmadı! yazarı
Yazar
9.0/10
650 Kişi
2.886
Okunma
197
Beğeni
7,9bin
Görüntülenme

Isabelle Filliozat Gönderileri

Isabelle Filliozat kitaplarını, Isabelle Filliozat sözleri ve alıntılarını, Isabelle Filliozat yazarlarını, Isabelle Filliozat yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“İskanbil, tavla, okey, satranç benzeri ortaklaşa oynanan oyun turnuvaları, aile sofralarında düzenlenen ve aile bireylerinin kafa dağıtmasını sağlayan yaratıcılığa dayalı yarışmalar, birlikte yapılan sportif faaliyetler gibi düzenli gerçekleştirilen aile içi etkinlikler ister ergenlik, ister yetişkinlik döneminde olsun çocuğumuzla kurduğumuz bağı güçlendirmemizi sağlar.”
İstasyon, pazar, kermes ve tüm aile fertlerinin bir araya geldiği buluşmalar gibi yeni ve çocukları cezp edebilecek şeylerin bol olduğu ortamlarda, çocuğunuza yerine getirebileceği ödevler verin; bu, dikkatini bir noktada toplamasına yardımcı olur. Böylece beyni dopamin salgılar; motivasyon ve istemli eylemle ilgili bu hormon stresi azaltır, korku ve öfke duygularının bağlı olduğu sistemleri baskılar.
Reklam
Çocukların temas kurma gereksinimi yeterince karşılanmadığında beyin devreleri yeterince gelişmez. Öfke krizleri, olmadık şeylere ağlamalar, aşırı davranışlar sinir sistemi sıkıntılarını da gösterir. “Seni seviyorum” benzeri birkaç güzel söz, birkaç şefkatli dokunuş veya beraberce oynanan oyunlar bünyenin mutluluk hormonu oksitosine doymasını sağlar. Böylece çocuklar da ebeveynler de doyum bulur ve mutlu olur. Sevgi ve şefkat göstermek için çocuğunuza günde 10 dakika ayırmak gecelerin daha sakin geçmesini sağlar.
Seni seviyorum / Seni büyürken görmek bana mutluluk veriyor / Seninle yaşamayı seviyorum / Senin gibi bir kızım / oğlum olduğu için muluyum… Bunlar yüreğe su serpen sözlerdir.
Kapris olarak gördüğümüz anlar aslında çocuk beyninin fazla karmaşık bulduğu durumlara verdiği tepkidir.
Görünüşteki kaprisleri gereksinimlerini açığa vurur; bir şey eksik kalmış veya fazla gelmiştir. Ya davranışı sizi kışkırtmaya yönelik değil de bir sonuç, bir cevap, bir tepkiyse? Doğal bir durumu sorun olarak gördüğümüz de olur.
Reklam
“Kesin olan tek şey, özerkliğe giden yolda ilerlerken, gelişmesi için gerekli kaynaklara sahip olabilmesi için, ergenlik dönemindeki çocuğumuzun, koşulsuz sevgimizle beslenmeye ihtiyacı olduğudur.”
Duygular mı Duygusallık mı?
Tepkisel ve işlevsel duygular, gerçek bir sosyal ve mesleki başarının garantisidir.
Sayfa 122 - Pegasus Yayınevi
Duygular mı Duygusallık mı?
Duygusal kişiler, duygularını kolayca gösterdikleri izlenimine sahiptirler. Aslında duygularını bastırır, puslu bir perde arkasına saklarlar. Çığlıkları ve gözyaşları, iç dünyalarına nüfuz etmenizi engelleme amacına hizmet eden bir sis oluşturur.
Sayfa 122 - Pegasus Yayınevi
Çocukların minyatür yetişkinler olmadığını gayet iyi bilsek de onlardan sık sık yetişkin gibi davranmalarını bekleriz! Çocuklarımızın anlam veremediğimiz tepkileri aslında yanlış anlamalarla bağlantılıdır çünkü beyinleri gelişim aşamasındadır ve olayları bizim gibi görüp, algılayamaz. Bu gerçeği göz ardı etmek, ebeveynlerle çocuklar arasında yaşanan pek çok çatışmaya, ebeveynlerin çileden çıkmasına ve işe yaramaz cezalara başvurmasına sebep olur. Kıyamet, ancak ebeveyn çocuğundan bir şey beklerse kopar. Peki, bunlar çocuğun yaşına uygun beklentiler midir? Davranışlarımızı, kuramsal bir çocuğun değil de kendi çocuğumuzun gereksinimlerine cevap verecek bir eğitim anlayışı çerçevesinde uyarlayalım!
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.