Kitap son dönem Türkiye 'sinin gençlerin yaşamındaki etkilerinin özeti gibi. Beyin göçü ve göçmenlik, hiçbir yere ait olamamayi anlatiyor. ABD 'ye göç eden çoğunluğu akademisyen 35 genç kadınla yapılan röportajlardan oluşuyor. Aynı göç yolunu takip etmek isteyenlere fikir verecek , objektif ve samimi bir dille yazılmış Bir kitap
ABD insana hayal kurduruyor hatta lüks! Oysa şimdi Türkiye'de olsaydım, büyük ihtimal şunları düşünüyor olacaktım, o da şayet hâlâ bir akademik pozisyonum varsa: Rektör olarak kim atanacak; acaba az mı, orta mi, çok mu baskıcı olacak; herhangi bir konuda yayın yapmak istesek ne gibi müdahalelerle karşılaşacağız; Dolar karşısında Lira eridi, bu durumda yılda bir kez bile olsa uluslararası bir konferansta sunum yapma şansımız olacak mı; üniversite kaynakları adil dağıtıp atama ve yükseltmede hakkaniyetli olacak mı vs diye gider. Yani, Boğaziçili hocamın dediği gibi, Türkiye'de sürtünme enerjisi ile kaybedecektim vaktimi.
memleketi tamamen bırakmak çok kolay olacak bir şey değil
; siyaset konuşup izlemeyi, belki biraz şikayet etmeyi ve oturup saatlerce bu şikayetlerimizi tartışmayı seven bir toplumuz, Dünyayı yöneten ya da dünyaya teknoloji, sanayi üreten devletlerden biri olmadığımız için, bazen gereksiz bir eziklikle kendini fazlasıyla eleştiren, sonra da yine aynı eziklikle fazlasıyla öven bir toplumuz. Diğer toplumlara veya ırklara karşı fazla eleştireliz. Bunun dışında gündelik hayatta, hiçbir kuralı yerine getirmeyen, kuralların işlemediği bir ortamda da pratik çözümler üretmek zorunda kalmış bir devletiz. Kuralsız ve dağınık olduğumuzdan, birbirimize ve kendine güvenmeyen bir toplumuz.
ABD toplumunun psikolojisi ise tamamen öbür uçta; dünyayı yöneten, eğitime, bilime ve girişimciliğe aşırı önem veren bir toplum olarak , hiçbir eziklik hissetmeyen, bireylerin herseyi yapabilirim psikolojinde olduğu Bir toplum.