"Ankara'da kendinden şikayet edemezdi insan: Çünkü şiir orada, asla tükenmek bilmeden kendini gösteren bir şeydi. Şehirden şikayetçi olup, ondan nefret edebilirdiniz ama Ankara'da kendinizden tiksinmek için sebep bulamazdınız. Bu garip şehir, kendi çirkinliklerini gösterip size kendinizi beğendirmekte ustaydı. Bir başkentin anlamsızlığı, şiirin bitmek bilmeyen anlamıyla örtünüp var olmayı seçmişti. 1987'de kim kimse Ankara'yı böyle anlatmazdı size."
Lipogram tekniğinin tarihi çok eskilere dayanıyor. Eski Yunan'da M.Ö. 538 tarihinde Lasus adlı şairin "S" harfini kullanmadan yazdığı şiiri bunun ilk örneğidir. Lipogram, bir harfi eksilterek yazma deneyimidir. Genellikle sesli harfler için yapılır. Buradaki temel amaç sınır koyarak yaratıcılığı artırmak, aklı zorlamaktır. Tarihin
2018'de,
101 kitap - 24.899 sayfa okumuşum.
Şöyle aralıktan geriye bir baktım da ne yazarlarla ne kitaplarla temas etmişim, aa şu da ne güzel kitaptı dediğim ya da bunu okurken böyle düşünmüştüm dediğim kitaplar oldu.
Okuduğum en iyi kitap şuydu diyebilmek istedim ama karar veremedim, pek çok güzel kitap misafir etmişim hangisine en iyi desem bir başkasına haksızlık etmiş olacağım gibi geldi.
2018'in ilk kitabı
Köpekler ve Allah olmuş.
2019'dan tek beklentim daha çok kitap okuyabilmek ve insanların kötücüllüğünü kitaplarla dengeleyebilecek gücü kaybetmemek.
Bu bir yılda kitapları beraber devirdiğim, kitaplar sayesinde beraber eğlendiğim, kitaplar yüzünden kavga ettiğim tüm 1000kitaplılara teşekkürler. =) 2019'u daha dolu geçirelim.
Merhabalar, bugün sizlere benim için yeri çok ayrı olan "Sigara İçmemek" kitabının yorumunu getirdim.
Öncelikle, bu kitabın benim için yerinin neden çok ayrı olduğunu anlatmak istiyorum.
Varan1: Tarih 30 Eylül 2021 ve benim koronavirüs testim pozitif çıktı. Bu tarih aynı zamanda bu kitabın çıkış tarihi.
Varan 2: Virüs ciğerlerime
Bazı kişiler vardır alacalı,size uyumsuz görünen ne varsa üzerine geçirir, “yahu bu ona gider mi” diyebileceğiniz şeyleri özellikle toplar. “İnsanlar ona gülsün mü istiyor?” derken öyle yakıştırır ki kendine ,eğreti durmak bir yana pek seversiniz.
“Kitaplara kitap” da benim için böyle bir deneyimdi.
Yirmi altı roman başlangıcı yazıyor İsmail Pelit.
Ki ben hepsini nevi şahsına münhasır öyküler olarak okudum.
İçi üşüyen Erzurumlu askeri de,kanatlarının olmadığını fark eden köpeği de, Beşir Fuad’a selam eden yazarı da~
Kelimelerin,mekan ve kişilerin gerçekle içli dışlı ama gerçekten uzak görünmesini de~
.
Gördüğümüz kadarı renksiz,boğucu çoğu zaman, aklı beş karış havada kelimelere de susuyoruz~işte bu susuzluğa karşın kana kana içilebilir ‘kitaplara kitap’
.
Yalnız yazarın yanıldığı bir nokta var: Barış Şehri’nin kapak tasarımı fazla iddialı değil,fazla güzel!
Derlenirken özensiz bir duruş sergilemesi için cümle başı kelimelerinin büyük harflerle başlamamasına itina duyulmamışçasına, ve evet sanki derlenip bir düzleme aktarılmamışçasına, okunması için yazılmamışçasına terbiyesiz bir baştan savmalık bu. İyi aktarılmış biçare bir salıvermişlik olurdu, ölümle yaşam arasında alaycı bir ip cambazlığı olurdu,