Marmara’da doğan ünlülerden biri de ressam şairlerimizden İsmet Değirmenci’dir. Doğum yeri Gündoğdu köyüdür. “Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi”nin heykel bölümü mezunudur. Buna karşın adı daha çok resim ve edebiyat alanlarında ön plana çıkmıştır.
Ne zaman iskeleden ayrılan geminin düdüğünü duysam
İçime sis çöker, kaybolurum
..... Beklemek... Gidenin değil kalanın öyküsünü okudum bu kitapta.
Şiirselleştirilmiş bir anlatımla gün gün anı defteri okumuş hissi uyandı. Küçük bir adada yaşayan bir genç, veya çocuğun dilinden hasret anlatılıyor. adaya sadece yazları gelip gidenlerin bıraktığı izleri okuyorsunuz. Ve elinizden bir şey gelmiyor. Unutamıyor, bekliyor. Bekledikçe o beklenenin inmediği gemiler ıstıraba dönüşüyor. En son ne mi oluyor? Korkularıyla yüzleşmek zorunda kalıyor. Denizinin kıyısında yaşadığı onca hatırayı geride bırakıp gitmeye niyetleniyor.
Yazar baştan sona yazdığı şiirleri bir sıraya koymuş. Doğmak, sevmek, kalmak, beklemek, ölmek ve gitmek... Bekledikleri ise hiç gelmiyor. Ve kararını verip, son şiiriyle veda ediyor:
Gemiyi maviye boyadım artık gidebilirim
... Ben seni hep sevdim...
Ocak 2010'da Assos Yayınları tarafından basılmış bir şiir kitabı. İsmet Değirmenci'nin kaleme aldığı bu eser 127 sayfa. 1990 ve 2004 yılları arasında yazdığı şiirler 14 yıllık birikiminin sonucu. Yazarın bu kitabıyla ilgili olarak Oruç Aruoba kitabın arka kapağında 'Gemi Ne Zaman Gelecek' eseri için destekleyici mahiyette kısa bir yazı yazmış.
Kendi sığındığı adasının sessiz kıyısında yalnızlık ve beklemenin yalçın kayalıklarında denizin tuzu yüreğine çarpa çarpa dizeler yazmış. Ada, deniz ve gemi sarmalında şiirler buram buram yağmur bulutlarıyla bize serinlik ulaştırıyor. İnsanın kendinden yine kendine olan, biten ve dönen umut kırıntılarının ışıltıları devri daim yapıyor özellikle yalnızlık üzerinden. Yosun kokan denizin kıyılarında beklemekten ve umut etmekten yorulmuş bir şairin hüzünlü dizelerini okurken, poyrazında üşümüş hissettirecek gibi duruyor kitabı..
Denizden ve kendi adasından kopamayan deniz ve mavi sevdasına olan tutkusuna şahit olmamak mümkün değil İsmet Değirmenci'nin.. Ben okurken bunları hissettim. Kitabı bitirdikten sonra bende bıraktığı izlenim bu yönde. Şiir türünde şiir sevenlere sunulmuş arzu eden okuyabilir.. Özellikle tatlı esen rüzgârla ve denizin iyot kokusu eşliğinde okursanız; rüzgâr, deniz değil ama melankolik olarak bu kitap çarpacaktır sizi..