Ivana Bodrožić (1982) Zagreb üniversitesi Hırvat Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. 2005 yılından beri pek çok dergide şiirleri yayımlandı. Hiçbir Yer Oteli başlıklı romanı 2010 yılında yayımlanmıştır ve özyaşamöyküsel özellikler barındırmaktadır.
“Beyazlık. İlk önce yeni boyanmış odaların inanılmaz beyazlığı beni sersemletiverdi. Henüz kötü sözlerin söylenmediği, duvarların masum, kavgaların daha gerçekleşmediği, hiç kimsenin henüz banyoda ağlamadığı bir yer.”
“… ancak orada duruyordu; yaslanmış, yarı kapalı gözleriyle, sanki her şeyden acı çekercesine. Her şeyden anladığı, onu hiç kimsenin anlamadığı ve kelimeleri boşa harcadığı belliydi…”
Parkta, banyoda, balkonda, tenefüste okuyordum. Elime geçen her kitabı okuyordum; yepyeni bir dünya keşfetmiştim ve neredeyse o dünyayla gerçeklik arasında gidip geliyordum.
1990'lı yillar ve Çetniklerin saldirisiyla iç savaşa sürüklenmiş yaralı Hırvatistan..
Kitabın kapağında mültecilerin yerlestirildiği Hiç Bir Yer Oteli'nin lobisinin anahtar bölmesi resmedilmiş olsa da ilk bakışta hapishaneyi çağrıştırıyor insana..insanların, umutlarının, kaygılarının, yalnizliklarinin, çaresizliklerinin,kimsesizliklerinin ve bekleyislerinin hapishanesi..
Hikaye savaşın ortasında kalmış muhafız birliği askerinin ailesinin üzerinden başlasa da aslında bütün kaygılar ortak,bekleyişlerin hepsi sancılı..ve tüm bunların ortasında kalmış herseyini içinde yaşayan 9 yasında bir kız çocuğu..hem büyüyor hem umutsuzluk çölünün ortasında kendine yenidunyalar,yeni umutlar yeşertmeye çalışıyor..
Ayni yasta kizim olmasından dolayi olsa gerek okudukça ve kızın dünyasına girdikçe, yaşadığı ruhsal sıkıntıları hissettikçe etimle kancaya asılıyormuscasina bi sıkıntı çöreklendi icime..sanki onun icin bi çıkış yolu bulabilirmişim gibi "hep acaba böyle cocuklar için napılabilir?" düşüncesiyle başbaşa buldum kendimi..
Sonuçta her savaş bitiyor ve herkesin kendi icindeki savaşı başlıyor..ne kendimizle,ne çevremizle sürekli barış içinde kalamıyoruz..keyifli okumalar herkese..
Hiçbir Yer OteliIvana Bodrozic · Aylak Adam Yayınları · 201518 okunma