John Langshaw Austin, İngiliz filozof. 1911'de Lancaster'da doğdu, klasik diller okuduğu Oxford Üniversitesi Balliol Collage'ten 1933'te mezun oldu ve aynı yıl Oxford Üniversitesi All Souls' Collage'te akademik hayata başladı. 1935'te Magdelan Collage'e geçti. İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz ve müttefik kuvvetler askeri haber alma teşkilatlarında çalışıp yarbaylığa kadar yükseldi. 1945 yılında Oxford Üniversitesindeki görevine döndü. 1952'de üniversitenin Ahlak Felsefesi White Kürsüsüne seçildi ve 1960'da ölümüne dek bu görevini sürdürdü.
Unvan:
İngiliz Filozof, Yazar
Doğum:
Lancaster, İngiltere, Birleşik Krallık, 26 Mart 1911
Sahne gerisindeki herkesin- ışıkçıların, yönetmenin, hatta suflörün- varlığını inkâr etmek gibi bir niyetim yok; itirazım yalnızca oyunda lüzumsuz kalabalık yaratacak birtakım işgüzar dublörlere.
.
Tıpkı davranışı tartışırken 'özgürlük'e takıntılı hale geldiğimiz gibi, ifadeleri tartışırken 'hakikat'e takıntılı hale geliriz.
Özgürlük gibi, hakikat de çıplak bir asgari veya yanıltıcı bir idealdir.
.
Maskeli balodaki maskeli kişilere benziyorlar. Betimleyici ya da saptayıcı bir olgu bildirimi maskesi takmış olmaları da hiçbir biçimde zorunlu değil. Ancak neredeyse her zaman öyleler; tuhaf olanı da, en belirtik biçimlerini aldıkları zaman da öyle olmaları.
Felsefenin dille ilişkisi, neredeyse 19.yy sonuna kadar yeterince tartışılmadan kalmıştır. Çoğunlukla epistemolojinin içinde ele alınan dil, genelde şeyleri
bilmemizin bir aracı olarak değerlendirilmiştir. "Peki dil 19.yy öncesi hiç mi felsefî bağlamda merâk edilip, tartışılmaya açılmamıştır?" sorusunu içinizden sorduğunuzu duyar
Bir önerme sadece-kendi dışındaki tecrübeyle- doğrulanabildiği ölçüde geçerlidir şeklindeki eylemi söylemden hiçleyen bu ‘’saptayıcı’’ dil kuramının karşısına, söylemin eylem olduğunu koyan; ‘edimsel’ yada ‘eylemdil’ kuramını inşa etmeye çalışan bir çalışmadır, Söylemek ve Yapmak. Okunması ve takip edilmesi zor bir kitap. Buna neden sebep ise; ‘bir şey söylemek bir şey yapmaktır’ şeklinde ifade edilen ezber bozan bir kuram inşa etmek ve bir kuram çalışması olmaktan kaynaklı kavram bolluğudur