Varşova'da. bir atlıkarıncanın yanında,
Güzel bir ilkbahar akşamında.
Hafif bir müzik sesi eşliğinde
Gettolardan gelen silah sesleri
Dingin göğe doğru yükselip
Ezginin içinde yitip gidiyordu.
Rüzgôr yakılan evlerin
Parçalarını savuruyor,
Atlıkarıncaya doğru süzülen
Külleri havada dolanıyordu.
Kızların elbiseleri uçuşuyor.
Ve insanlar mutlu mesut gülüşüyordu,
Bu güzel Varşova pazarında.
- CZESLA W MILOSZ, Campo dei fiori
Çok fazla sayıda tavşan kapalı bir alana konduğunda, tavşanlar kendileri için daha fazla yaşam alanı yaratabilmek için birbirlerini öldürmeye başlarlar.
Alman kanının saflığının koruma isteği, onları 1935 Eylül'ünden itibaren "Alman kanının ve şerefinin korunması" için bir yasa çıkarmaya götürür. Bu, kısa süre içinde Alman Yahudilerin dışlanmasını yasal hale getiren iki önemli kanun metnine dönüşecektir: İlki, Aryanlarla Yahudiler arasındaki evliliği -ve daha genel olarak her tür cinsel ilişkiyi- hapis cezası ile yasaklayan; ikincisi, Yahudilerin 1871 yılında kazanmış oldukları hukuk önünde eşitlik hakkına son veren iki metin.
Böylece herkes devlete tabi hale gelir: Otosansür kaçınılmazdır. Propaganda bakanlığına getirilen Goebbels "Herkes kendi çalgısını çalabilir, yeter ki aynı müziği icra etsinler" der.
1995 yılı Temmuz ayında Srebrenitsa'da, General Mladic'in Bosnalı Sırpları, yaklaşık 8.000 Bosnalı Müslüman'ı (özellikle de erkekleri) öldürdüğünde, Avrupalıları katledenler yine Avrupalılardı.
Komşum bana gülümseyerek 'Günaydın beyefendi' diyor. Şapkamı çıkarıp 'Günaydın hanımefendi' diyorum. Ama bu beyefendi ve hanımefendi arasında gezegenler kadar büyük bir mesafe var; çünkü geçen gün bir hanımefendi, bir beyefendi götürülürken kafasını çeviriyordu ve beyefendi, tıkıldığı arabanın parmaklıklı camlarından, dupduru ve Yahudiler için sonsuza dek kapanmış bir göğün altında taştan bir melek gibi duran hanımefendiyi izliyordu.
"Uluslararası toplum"dan bahsedildiğinde, aslında büyük güçlerin rolünden bahsedilmektedir çünkü güçlüdürler ve daha küçüklere kendi kanunlarım dayatabilir ya da baskı ve zorlamayla, hatta silah zoruyla tehditkar bir devlete haddini bildirmek için birleşebilirler.
Eğer hemen hemen hepsi bu psikolojik ve duygusal kozu (korkular, hınçlar, tatminsizlikler) oynuyorsa, Hitler, kuşkusuz, bu kozu akıllara durgunluk verecek bir ustalıkla oynamayı başarmış tek isimdir.