Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Profesörü ve San Diego Kaliforniya Üniversitesi Sosyal Bilimler Bölümü Siyaset Bilimi Profesörü olarak görev yapmaktadır.
Fowler, Harvard College'da 1992'de lisans, 1997'de Yale Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler alanında master derecesi ve doktora derecesi aldı. 1992-2004 yılları arasında Ekvador'da bir Barış Gönüllüsü idi. 2010 yılında Foreign Policy dergisi tarafından küresel düşünürler listesine alındı.
Ağları anlamak yenilikçi ve şimdiye kadar gözden kaçmış olan başka stratejilere de yol açabilir. Enfeksiyonun yayılmasını önlemek için bir topluluğa rastlantısal olarak bağışıklık kazandırmak, genellikle topluluğun %80 ila 100'ünün aşılanmasını gerektirir. Örneğin kızamık salgınını önlemek için nüfusun %95'i aşılanmalıdır. Daha etkili bir alternatif ise, ağın merkez noktalarını, yani ağın merkezinde yer alan ve en çok bağlantıya sahip insanları hedeflemektir. Ancak, bir topluluğa bağışıklık kazandırmanın en iyi yolunu belirlemeye çalışırken, topluluktaki ağ bağlarını önceden saptamak çoğunlukla mümkün değildir. Rasgele seçilmiş kişilerin tanıdıklarını aşılamak yaratıcı bir alternatif olacaktır. Bu strateji genel yapıyı göremesek bile, ağların bir özelliğinden faydalanmamızı sağlar. Tanıdıklar daha fazla bağlantıya sahiptir ve onların ismini veren rasgele seçilmiş kişilere göre ağ içinde daha merkezi bir konumdadır; çünkü çok sayıda bağlantısı olan kişilerin tanıdık olarak gösterilme olasılığı, az sayıda bağlantısı olanlara göre daha yüksektir. Aslında topluluğun % 99' unu rasgele aşılamaktansa, bu yöntemle belirlenen insanların yaklaşık %30'unu aşılamak aynı düzeyde bir koruma sağlar!
Bu sorunun tam tersinin, yani yeni bir davranışın ya da yeni bir hastalık mikrobunun ( veya bir biyoterör saldırısının) en iyi şekilde nasıl kontrol altına alınacağını belirlemek için de benzer fikirlerden faydalanılabilir: insanları gelişigüzel mi izlemeliyiz, yoksa onları ağdaki konumlarına göre mi seçmeliyiz? Ağ bilimiyle aydınlatılmış bir seçim, yedi yüz kat daha etkili ve verimli olabilir.
Add health araştırmasında ergenlik çağındaki 13.465 genç üzerinde yapılan bir çalışma, bir arkadaşın intihar etmesinin intihar düşünce kapılma olasılığını arttırdığını söyledi.
Merhaba! Ağustos ayında rekor kırarak 33 kitap ve okuduğum kitapları anlattım.
Videoyu izlemek isterseniz:
youtu.be/HyUNvK1UKZY
Sizler hangi kitapları okudunuz? Beğendiğiniz, tavsiye ettiğiniz kitaplar var mı?
33 tane kitap okumuşum ve okuduğum kitaplar aşağıda:
1-)
Amerikan seçimlerinde sosyal ağların analizi kısmı dışında gerçekten mükemmel bir bilimsel sentez. Söz konusu insanlar olunda 1+1, 2’den büyüktür çünkü aralarındaki bağ değer yaratır. İki kişinin tek başına yapamayacağı şeyi iki kişi halledebiliyorsa buradaki güç, bireylerde değil bağdadır. 3 derece yakınımızdakiler üzerinde etki sahibiyiz ve 7 derecede dünya üzerindeki herkesle iletişim kırabiliriz; bu da bizi dünyanın yarısı üzerinde etki sahibi yapar. Eylemlerinizin etkisini küçümsemeyin!
Bu kitap 10/10
Sindire sindire okuduğum bir kitap oldu. İki yazarımız mesleki tecrübelerini zengin içerikli bu kitapta bir araya getirmiş.
Bu kitap eski sayılmaz (2012) ama yazıldığı günden sonra ne kadar çok teknolojik gelişme olmuş, okurken farkına vardım.
Kitapta yer verilen geleceğe yönelik tahminlerin doğrulandığı günleri yaşıyoruz.
Salgınlar ve bulaşıcılık hakkında da bilgiler içeren kitabı pandemi döneminin içerisindeyken okumak ilginç oldu.
Yazarlar sosyal bulaşla ilgilenen bilim adamları olduğu için ve bu günlerde neler yapıyorlar merak ederek ufak bir araştırma yaptım.
Pek çok bilimsel makalelerine ve son birkaç yılda çıkan çok sayıda yeni kitaplarına ulaştım ancak yeni kitaplarının türkçe çevirisi yoktu.
Çevirilerinin türkçeye kazandırılmasını önemli buluyorum.
İlerleyen süreçte yeni kitapların da hiç olmadı ing versiyonlarını okumayı düşünüyorum.
Bu kitabın da daha fazla insanın okuma listesine girmesini ümit ediyor, bu konulara ilgisi olanlara tavsiye ediyorum.