1492'den günümüze kadar Avrupa-dışından Avrupa'ya taşınan servet, Avrupa'nın seçkin sınıflarının toplum içindeki konumlarını korumaları ve ilerletmeleri için hayatı önemi haiz bir kaynak olmuştur.
Avrupa'nın sömürge etkinliklerinin haklı çıkarılmaları ve yollarının açılması için Avrupa-merkezci bir inançlar bütününün geliştirilmesi, geçmişte olduğu gibi günümüzde de büyük önem taşır.
Bir misyoner içlerinde çalıştığı insanlara büyük sevgi ve saygı besleyebilirdi ama bu onların kültürel ve düşünsel anlamda Hristiyan Avrupalılarla eşit değerde olduklarına inanması sonucunu doğurmazdı.
Ders kitapları bir kültüre açılan önemli pencerelerdir. Yalnızca kitap olmanın ötesinde kanaat önderlerinin o kültürün eğitimli gençliğinin geçmişin ve dönemin dünyası hakkında tam olarak neyin doğru olduğuna inanmalarını istediklerini belirten yarı resmi bildirimlerdir.
16. yüzyıl İspanyası'nın tartışması Yeni Dünya yerlilerinin doğaları üzerineydi: 'İnsanlar mı? 'Hakiki Din'i kabul edebilirler mi? Edebilirlerse köleleştirilebilirler mi?
J. M. Blaut Avrupalıları tarih yapanlar olarak gören anlayışa karşı çıkarak başlıyor serüvenine. Sonra Avrupa yayılmacılığının gerekçeleri üzerinde duruyor. Aslında 1492 de Avrupa 'nın diğer medeniyetlerden üstün olmadığını belitiyor. Asya, Afrika ve Latin Amerika 'nın geri kalmasının temel nedeninin sömürgecilik olduğunu belitiyor. Gelişmenin köklerinin Avrupa da olduğu kadar dışında da olduğunu belirtiyor.Avrupa merkezci tarih anlayışının yanlışlarını gözler önüne seriyor.
Amerikalı antropolog ve coğrafyacı James M. Blaut tarafından 1992 yılında kaleme alınan ve Avrupamerkezci (eurocentric) tarih yazıcılığına meydan okuyan bu kitap, eurocentric görüşe karşı argümanlarıyla donatılmış önemli bir kitaptır.
Kitapta yazar, Avrupa üstünlüğü mitine yönelik değerlendirmesinde 'zaman tüneli' (tunnel history)