1879'da meşhur Şeyh Ubeydullah önderliğinde birleşen, çok geçmeden de merkezi hükümete karşı ayaklanan bazı Kürt grupları da, bölgenin Ermenilerin ya da Avrupalı destekçilerinin eline geçmek üzere olduğunu seziyorlardı. Berlin Antlaşması'nın 61. maddesinde özetlenen, Kürtlerin ve Çerkeslerin baskın ve yağmaları karşısında bölge Ermenilerinin emniyetini güvence altına almayı amaçlayan reformların hayata geçmesinden korkan Şeyh Ubeydullah, algılanan bu tehdide karşı önde gelen Kürt aşiret reislerinden oluşan geniş tabanlı ve güçlü bir koalisyon kurdu. Şeyh ayrıca Osmanlıların ve Iranlıların bölge üzerinde buraya istikrar getirecek kadar güçlü bir kontrol sağlayamayacaklarını düşünüyor, buradan hareketle de Kürtlerin kaderlerini kendi ellerine almaları gerektiğini savunuyordu. Osmanlı hükümeti şeyhin Iran'ı istila girişimlerine ilk başta destek vermişti, zira bu hareketi bölgede oluşabilecek bir Ermeni nüfuzuna karşı iyi bir denge unsuru, belki de savaş sırasında gerçekleşen toprak kayıplarını telafi etmenin bir yolu olarak görüyordu. Ne var ki, merkezi hükümet çok geçmeden Kürt reisleri ve şeyhleri arasında kurulan böylesine güçlü bir ittifakın bölgede zaten zayıf olan otoritesini iyice azaltabileceğini fark etti ve 1881'de hareketi bastırmak üzere harekete geçti.