Jean de La Fontaine

La Fontaine'den Masallar author
Author
8.5/10
480 People
3,808
Reads
172
Likes
12k
Views

Oldest Jean de La Fontaine Posts

You can find Oldest Jean de La Fontaine books, oldest Jean de La Fontaine quotes and quotes, oldest Jean de La Fontaine authors, oldest Jean de La Fontaine reviews and reviews on 1000Kitap.
Lafontaine (8 Temmuz 1621 - 13 Nisan 1695)
Horozla İnci Horoz çelebi bir gün, Bir inci çıkarmış çöplükten. Hemen kuyumcuya gitmiş: - İyi bir şeye benziyor, demiş; Gel al şunu da, Bir mısır tanesi ver bana. Cahilin birine babası, Bir kitap bırakmış ölürken, Eski bir el yazması. Hemen gitmiş kitapçıya: - Bak, demiş,Kapağı meşinden. Gel al şunu da, Bir liracık olsun ver bana.
48 syf.
·
Not rated
Bizler ne güzel çocuklardık, masalların ve kitapların en güzelleri ile büyüdük. Hoşuma giden masalları defalarca okumaktan kitabım yırtılmıştı. Kitap kurdu olma yolunda bana eslik eden masallar bugün bile aklımda. Çocuklarınıza gönül rahatlığı ile okumanızı ve okutmanızı tavsiye ederim...
La Fontaine'den Masallar
La Fontaine'den MasallarJean de La Fontaine · Desen Yayınları · 20101,274 okunma
Reklam
- Dur diyor yine eleştirici; Bir bozukluk var bu son kafiyede... Daha zengin olmalı, olabilirdi bence. İyisi mi yeniden yapın bu iki dizeyi. Hay kör olası eleştirmen, Biraz susar mısın artık sen! Ne diye kesersin masalımı? Ne hallere düşerim bilmem, Sana kendimi beğendirmek istersem. Zevkin fazla inceldi mi yanarsın Hiçbir şeyin tadına varamazsın.
Sayfa 52
Değirmenci, Oğlu ve Eşek İki şairimiz, Malherbe ve Racan, Baş başa kalmışlar bir gün. Aralarında açık konuştukları için: - Sana bir şey soracağım, demiş Racan; Sen görmüş geçirmiş adamsın, Hayatı benden iyi bilirsin. Benim artık karar verme zamanım. Ben kimim, nem var, ne işe yararım? Bunları senden iyi bilen yoktur. Ne dersin? Gidip taşrada
Sayfa 93
SIÇANLARIN OTURUMU Bir kedi varmış, adı Karabela, Duman attırıyormuş sıçanlara. Öylesine kırmış geçirmiş ki Gözlerden kaybolmuş sıçan milleti. Sağ kalanların her biri bir delikte, Açlıktan tahtaları kemirmekte. Karabela kedi olmaktan çıkmış, Şeytanın ta kendisi olmuş gözlerinde. Derken Karabela, günün birinde, Sıçan koklamaktan bıkmış, çıkmış sokağa, Bir dişi kedi aramaya. Hemen de bulmuş belalısını, Mart sefasıdır başlamış uzaklarda. Bu arada sıçanların artakalanı, Fırsat bu fırsattır deyip, Bir delikte burun buruna verip, İvedi bir oturum kurmuşlar, Ölüm kalım meselesi üstünde durmuşlar Başkan, en tedbirli sıçan, Düşüncesini söylemiş yekten: — Bence, demiş, her şeyden önce, Ne yapıp yapmalı, Karabelanın boynuna bir çıngırak asmalı. Üstümüze yürüdü mü çıngırak öter, Her sıçan da gireceği deliğe girer. Başka çare yok, deyip kesmiş, Herkes başkandan yana oy vermiş. Bundan iyi akıl can sağlığı. Gel gelelim çıngırağı nasıl aşmalı? Biri demiş, benden paso, Öteki demiş, ben miyim Allahın budalası? Kaytaran kaytarana, Oturum da ermiş sona. Ben ne oturumlar gördüm böylesi, Boşuna toplar, konuştururlar herkesi. Sıçanlar değil, papazlar, başpapazlar, Toplanır, toplanır, hiçbir iş yapmazlar. Konuşmaya geldi mi, Sarayda akıl öğreten bol; İş yapmaya geldi mi, Tek kişi ara da bul.
Sayfa 54
Bir dağ gebeymiş, Ha doğurdu, ha doğuracak. Öyle bir yaygara koparmış ki Yer yerinden oynayacak. Duyan görmeye gelmiş bebeği. -Bir şehir doğuracak, demişler; Bir şehir ki Paris köy kalır yanında. Oysa dağ doğura doğura Bir fare doğurmuş. Bu masalın sözü yalan, Ama özü doğru. Ortalığı gürültüye boğan Gebe şairler yok mu? Öylesi var ki dağdan beter, Büyük büyük laflar eder: Bir yaman destan yazacakmış, İçinde devler tanrılarla savaşacaklarmış. Yazmasına yazar, Ama ne çıkar içinden, çıka çıka: Hava cıva!
Sayfa 190
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.