Jeneva Rose, aralarında The Perfect Marriage ve You Shouldn't Have Come Here'ın da bulunduğu birçok romanın New York Times çoksatan yazarıdır. Dünya çapında iki milyondan fazla satan Rose'un eserleri yirmi altı dile çevrilmiş, film ve televizyon için de seçilmiştir. Aslen Wisconsinli olan yazar, şu anda kocası Drew ve inatçı İngiliz buldogu Winston ile birlikte Chicago'da yaşamaktadır.
“As humans, we define ourselves by the things we are most proud of—being a mother, a salon owner, a free spirit. But what happens when you lose that? Who do you become”
Ya ben bayıldım buna, bu kitabın içinde yaşamak isterdim anlıyor musunuz, o derece keyif aldım. Gerim gerim gerilmedim ama yer yer güldüm yer yer ağzım açık kaldı. Tahmin etmediğim şeyler değildi ama aaassla sıkılmadım, yazarın dili kendini fena okutuyor. Konumuz Olivia, Shannon, Crystal, Karen, Jenny ve Keisha üzerinden dönüyor. Bu altı kadının hepsi Buckhead’de yaşıyor, pahalı arabaların, zengin çiftlerin, kadınlar arası da gizli çetin bi yarışın olduğu elit bi yer diyebiliriz. Jenny buradaki ünlü Glow güzellik merkezinin sahibi, Keisha da onunla birlikte çalışıyor. Müşterilerini her zaman çok önemseyen Jenny’i kitapta şu an da Dedektif ile görüşmesini okuyoruz. Ama kitabın geneli cinayetten önceyi ele alıyor. Öyle ki sonlara kadar kimin öldüğünü ve kimin öldürüldüğünü bile bilmiyoruz. Her şey Bryce adındaki adi herifin Shannon’u aldatıp bi de yüzsüz gibi Crystal ile evlenmesiyle başlıyor. Gizli sırlar, ilişkiler, entrikalar; sonuç bi katil, ceset ve tutuklu biri. Bi iki hoşlanmadığım yer olsa da keyifli vakit geçirmek için okunabileceğini düşünüyorum. Tavsiye de edebilirim tabiki.
Kusursuz evlilik olur mu ? Mümkün değil tabi ki. Ama bu kitap vay be ,yok artık, yok daha neler, pes ... gibi sürekli benzeri kelimelerle okuttu. Kah şaşırdım kah iğrendim fakat bu tür kurguların da geneli böyle işte. Ama iyi ki de okudum.
Parazit gibi karısının üstünden geçinen erkek bozuntusu bir koca olan Adam, metresini öldürmekle suçlanıyor. Annesinin biricik oğlu karısını da seviyor metresini de seviyor. Böyle ikilemlerle dolu beş para etmez bir adam. Hayatı avukatlıktan ibaret olan ve sadece işini düşünen bir kadın Sarah ve metresini öldürdüğü halde kocasini savunuyor. Nerede kadınlık gururun senin dedirten cinsten. Hangisi şeytan derseniz okuyup siz karar verin. Ters köşeleri ile ister istemez gerilerek okudum.Zaten bu tür kurguların bıraktığı etki malum. Türü seven ve midesi sağlam olan herkese öneririm.
Hayatımda okuyup bu niye yazılmış dediğim az kitap vardır bu da onlardan biri oldu , baştan sona romantik tadında gidiyor flörtleşmeler yakınlaşmalar adamla ilgili sorun var ama çok üstünde durulmuyor son 50 sayfaya kadar orda yazar ters köşeler yapıyor son sayfadaki ters köşe iyidi ama onun için yüksek puan veremem onca boş sahne okuyacağımıza biraz bize merak duygusu verseydi , o yüzden bu yazardan uzak durun.