Sabit stokların istismar edilmesine dayalı bir bilimin yerini, dinamik akışları anlamaya dayalı bir bilimin alması, stoklara (fosil yakıtları) dayalı bir enerji çevresinden, gelen akışlara (güneş ışınları ve yenilenebilen kaynaklar) dayalı bir çevreye geçmek üzere olduğumuz için bir tesadüf değildir. Bilimsel varsayımlar da, yeni enerji değişimleri yansıtacak biçimde değişmektedir.