Ne var ki, başkaları konusunda öyle kaygılı ki, yalana ve uyuşukluğa kaymaktan öyle tedirgin, öyle eli açık ki, "insanca macera" dediğini aydınlatabilecek hiçbir şeyle ilgilenemiyor.
Hangi rengi tercih edersiniz? diye sorulsa , benim için neredeyse hiçbir anlamı olmaz böyle bir sorunun : Renklerin , katıksız renklerin karşıtlığının peşindeyim...
İnsan biriyle görüşmeye başlarsa , dostlarla görüşmeye, nezaket kurallarına uyması gerekir, öğle yemeği, akşam yemeği davetlerine gitmesi gerekir, bütün bunları kestim attım.Beni yoruyor böyle şeyler ...
Le Surréalisme et la Peinture adlı kitabında Breton şöyle yazmıştı:
"Günümüze kadar süregelen ciddi bir yanlış anlamanın kökeninde, sanatın amacı haline getirilen çok dar bir taklit anlayışı yatmaktadır. Ressamlar modellerini seçerken, insanın kendisini etkileyenin imgesini ancak şu ya da bu ölçüde memnunlukla yeniden-üretebileceği inancına gereğinden çok uzlaşmacı davrandılar. Bu konuda düşülen yanlış, modelin yalnızca dış dünyadan alınabileceğini, hatta yalnız dış dünyada ele geçirilebileceğini düşünmek olmuştu. İnsanın duyarlığının en bayağı görü nen nesneyi bile hiç beklenmedik ölçüde seçkin bulabileceğine kuşku yok; öte yandan, bazı insanların sahip olduğu ve onlara mutluluk da veren şu sihirli tasarımlama gücünü, onlar olmaksızın da var olacak olanı korumak ve güçlendirmek amacıyla kullanmak doğrusu çok kötü kullanmak demektir. Affedilemeyecek bir feragat örneğiyle karşı karşıyayız. Ne olursa olsun, düşüncenin bugünkü durumunda, hele bir de dış dünya giderek daha bir kuşku duyulacak duruma girerken, böyle bir fedakârlıkta bulunmak olmaz. Günümüzde herkesin kabul ettiği üzere, gerçek değerlerin kesin biçimde yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir; işte, bu gerekliliği karşılamak amacıyla plastik yapıt da ya katıksız biçimde iç bir modele gönderme yapacak ya da var olmayacaktır." (La Révolution Surréaliste, 15 Juillet 1925)
Bu saldırganlığın nedenini bilmiyorum ama bu da beni çalışmaya itiyor. Son nefesime kadar bana saldırılmasını dilerim, bu onurdan mahrum bırakmasınlar beni.