İnsanın içini ısıtıp, okuyana hayat enerjisi aşılayacak türden bi kitap. Aynı zamanda yazarında kendi hayatından kesitler sunuyor ki bu da bir nevi otobiyografik bir eseri okumamızı sağlıyor. Kitabı kişisel gelişim olarak algılayan okuyucular da var.
Jodi.. Düzenli sayılabilecek bir hayatı ve devamlı çalıştığı işi olan bi genç kız.. Bir gün arkadaşlarıyla bi konsere gider ve orda kendisini kene ısırır. Bi kene ısırığının ne gibi sonuçlar doğurabileceğini tahmin bile edemeyeceğimiz bi çok hastalıkla baş etmek zorunda kalacaktır o andan itibaren.. Felç kalıyor, beyin enfeksiyonu gelişiyor, üstelik hayatı alt üst oluyor ve artık hiç bir şeyi tek başına yapamaz hale geliyor.
Bu süreçte o kadar zorlanıyor ki, etrafında kim varsa uzaklaştırıyor kendisinden.. Yalnızlığın ve hastalığın kıyısında cebelleşirken depresyonla mücadelesi başlıyor bir de..
Ve bi gün son, bitti diyerek hayatını sonlandıracağı an, aklını 'Bir Milyon Sevgi Dolu Mektup' geliyor.. Dünyanın dört bir yanına, tanımadığı, umuda, desteğe, duyulacak güzel bir söze ihtiyacı olan herkese mektuplar yazıyor. Yazdığı her mektupla kendisini ruhen iyileştiriyor.
Okumadan önce sadece aşk ve sevgi mektuplarından ibaret sanıyodum ama kesinlikle değil. Gerçek bi hayat bu kitap.. Her sayfasında bir mücadele var.. İnsanların hastalıkla uğraşırken ne gibi fiziksel ve zihinsel zor süreçlerle de cebelleştiğini daha iyi anlayıp kavrayacağımız bir eser.
Velhasıl kelam..
Zor zamanda mısınız, değersiz mi hissediyosunuz, gidecek yol yok mu diyorsunuz.. Bi çıkmazda mısınız.. Alın sizi kendinize getirecek bir kitap işte..
Mutlaka okuyun.