1959’da Michigan, Lansing’de doğan Joel Bakan, dünya çapında haklı bir üne sahip bir hukukçudur. Simon Fraser Üniversitesi, Oxford Üniversitesi ve Dalhouse Üniversitesi’nden hukuk dereceleri alan Joel Bakan, Kanada’da Anayasa Mahkemesi Başyargıcı Brian Dickson’un yanında hukuk kâtipliği yapmış ve yüksek lisans derecesini Harvard Üniversitesi’nden almıştır. Akademisyenlik kariyerine 1987 yılında Osgood Hukuk Okulu’nda başlayan Bakan, 1990 yılından bu yana British Columbia Üniversitesi’nde öğretim görevlisidir. Aynı zamanda Rhodes Bursu sahibi olan profesör Bakan, anayasa hukuku, hukuk kuramı, iktisadi hukuk ve sosyo-hukuk alanlarında çalışmalar yürütmektedir. British Columbia Üniversitesi’ne katkıları, kendisine iki kez Hukuk Fakültesi Öğretimde Mükemmeliyet Ödülü’nü, bir kez de UCB Killam Araştırma Ödülü’nü kazandırmıştır.
Bakan’ın 1997 tarihli kitabı Just Words: Constitutional Rights and Social Wrongs, Kanada Anayasa Hukuku’nu, özellikle de Kanada Haklar ve Özgürlükler Bildirgesi’nin sosyal adalet üzerindeki tarihsel etkisini inceler.
Şirket adlı yapıtı ile ününü hukuk çevrelerinin dışına taşıyan Bakan, bugün yapıtları pek çok dile çevrilmiş, dünyaca ünlü bir yazardır. Modern şirketin evrimini eleştirel, fakat herkesin anlayabileceği bir dille sorgulayan Şirket, şirketlerin denetim altında tutulması gereken ve psikopat davranışları sergileyen kurumlar olduğu savından hareket eder. Yasaların uygulanabilirliğinin ancak toplumun bilinçlenmesi ve demokratik haklarının arayışına düşmesi vasıtasıyla gerçeklik kazanabileceğini savunan Bakan, Şirket’i bu amaçlara hizmet edecek bir kitap olarak tasarlamıştır. Öğrenciler için bir başlangıç noktası, aktivistler için bir esin kaynağı ve herkes için günümüz iş dünyasına ayna tutan bir rapor vazifesi görebilecek olan Şirket, yayımlandığı yıl Şlme de çekilmiş ve belgesel dalında yirmi beş uluslararası ödüle layık görülmüştür.
Röportaj ve konuşmalarında, toplumsal sorumluluğunun bilincinde tüketiciler, ekolojik ve toplumsal sorunların ayırdında bireyler olmanın önemine değinen Bakan, yurttaşların katılmadıkları görüşler karşısında seslerini yükseltmelerinin iyi bir başlangıç noktası olduğunu savunmaktadır. Bugün şirketlerin elli yıl önce durdukları yerde durmadıklarına, özellikle küreselleşme ile birlikte çalışanlarını kolayca elden çıkarılabilecek varlıklar olarak algıladıklarına dikkat çeken Bakan, demokrasiye olan inancın, onu işler kılma yükümlülüğünü de beraberinde getirdiğini ve şirket yapısına getirilecek düzenlemelerinin bu çerçeve dahilinde ele alınması gerektiğinin altını çizmektedir. Yazar açısından bu, yurttaşların muhakkak katılması gereken bir projedir.
Yazar, aktris Rebecca Jenkins ve iki çocuğuyla birlikte Vancouver’da yaşamaktadır.