Jonathan P. Berkey

Ortaçağ Kahire'sinde Bilginin İntikali author
Author
6.0/10
2 People
6
Reads
0
Likes
410
Views

About

Jonathan Porter Berkey, İslam ve Ortadoğu konusunda uzmanlaşmış bir tarihçidir. Halen Davidson College'da tarih profesörüdür. Williams College'dan lisans, Princeton Üniversitesi'nde doktorasını aldı. 2003'te Ortadoğu Çalışmaları Derneği tarafından Albert Hourani Kitap Ödülü'ne layık görüldü. Davidson College’da Uluslararası Araştırmalar (James B. Duke) profesörü ve Tarih bölümü başkanıdır. Araştırma ve çalışmalarının odak noktasını ortaçağ döneminde İslam, özellikle de ortaçağda Mısır ve Suriye’de İslam kültürü oluşturmaktadır. Bunun yanısıra klasik, ortaçağ ve modern dönem Ortadoğu tarihi, 19. ve 20. yüzyıllarda Arap dünyasında milliyetçilik ve sömürgecilik, cihat, Haçlı seferleri, kültürler ve medeniyetler konulu dersler vermektedir.
Title:
Tarih profesörü

Readers

6 readers read.
4 readers will read.
Reklam

Quotes

See All
Zernuci zengin olmanın yeni yetişmekte olan bir alim için çok faydalı olacağını itiraf etmektedir: "Alim bir zata dendi ki: 'Neyin sayesinde ilim elde ettin?' Dedi ki: 'Zengin bir baba sayesinde. Çünkü [zenginlikleri] vasıtasıyla faziletli ve alim kimseleri destekledi ve bu sayede ilim arttı. "Daha pratik bir açıdan bakılırsa, zenginlik sayesinde kişi kitap satın alabilir veya istinsah ettirebilir ve "bu, ilim ve bilgiye [ulaşmada] yardımcıdır."
Sayfa 141Kitabı okudu
İlme ve öğrenmeye karşı genellikle muhafazakar olan Müslüman yaklaşımı, ki bu yaklaşım ancak hafızaya vurgu yapmakla pekiştirilebilirdi, ilmi çalışmaların kısır ve durağan olduğunu gösteren bir işaret olarak kesinlikle değerlendirilmemelidir. Müfessirler ezberlemenin tek başına yeterli olmadığında hemfikirdiler. Öğrendiğini uygulamaya koymak için bir öğrenci ezberlemenin yanı sıra anlamak da zorundadır. "lki kelimeyi ezberlemek iki sayfayı duymaktan evladır, ancak iki kelimeyi anlamak iki sayfayı ezberlemekten daha iyidir." Arapçası belki de daha zarif olan bu nükteli sözün tercümesi bile mesajı güçlü bir şekilde vermektedir. Ciddi eğitimciler rivayet yani sadece ezberleyip nakletme kabiliyeti ile dirayet yani ezberlenen malzemeyi eleştirel manada kullanabilme ve onları belirli ilmi ve hukuki meselelere uygulayabilme kabiliyeti arasında fark gözetmekteydiler
Reklam
İmam Şafii öğrencilerinin kendisi için satın aldıkları bir cariyeye cariyenin tüm çabalarına rağmen yüz vermez. Cariye bütün gece boş yere beklemekten canı sıkılmış bir halde kendisini satan tüccara geri döner ve onu "bir mecnun"un emrine verdiği için şikayette bulunur. Şafii hiç istifini bozmadan basitçe ve içten bir şekilde şöyle cevap verir: "Esas mecnun kişi, ilmin değerini bilmesine rağmen sonradan onu zayi eden veya tereddüt ederek ilmin yanından geçip gitmesine müsaade edendir."
lslam'ın öğrenmeye ve ilme yaptığı vurgu, İslam'ın ortaçağ Avrupa medeniyetinden farkını ortaya koymaya da yardımcı olabilir. On dördüncü asırdaki Müslüman bir yazar, rutin olarak bir alimin bin abidden fazla manevi güce sahip olduğunu vurgulayabiliyordu. Acaba o çağdaki kaç Avrupalı böyle bir iddiada bulunabilirdi?
Her ne kadar medrese bir önceki araştırmacı kuşağın düşündüğü gibi Sünni idarelerin Şia'ya karşı mücadelesinde her zaman ve çıkça bir araç olarak kullanılmadıysa da, daha genel manada o, Haçlıların uyanışa geçtiği ortaçağda bile isteye gelenekçi ve -Haçlılara karşı savaşçı bir Sünni Müslüman kimliğinin öne çıkmasıyla irtibatlıydı.

Updates

See All
Henüz kayıt yok

Comments and Reviews

See All
Reklam
Henüz kayıt yok