İnsanın tanımadığı ama kendi başına kalınca yabancı diye adlandırdığı insanlar sanki daha gerçek gibiler.
Bir insana ne kadar yaklaşılırsa o insan o kadar gerçek dışı oluyor.
Onlar gülüyorlar, ben gülümsüyorum, zor, imkansız günler bunlar. İnsan bir yere gitmiyorsa ya da evinde değilse. Bir yerde kalıp geri dönüş yolunu bulmaya çalışıyorsa. Onu sarıp sarmalayan endişe - ne kadar acıklı. İnsana bıraktıkları şeylerin aynı kalmadığını düşündürüyor.
Artık onlarla aynı anneye sahip değilmişim gibi; artık bir aile değilmişiz gibi. Ne zaman böyle oldu, diye düşünüyorum, belki de hep böyleydi. Artık tek bir vücut değiliz, tek bir aile de değiliz ya da: Bir aile belki bir aile aile ile aynı şey değildir, Bir yapıdır, başka bir şeye dayanamadığımız, tahammül edemeyeceğimiz için bir yapıdır. Bazı bitkilerin birbirine benzediğini, hayvanların da birbirine benzediğini söyleyerek kendimizi mazur görüyoruz; bir ipin bir arada tuttuğu bir demetiz, en az beklediğimiz anda ortaya çıkiveren bir rastlantısallık, çiçekler sapları kurur, ip gevşer, dökülme başlayınca.