Düşünmemek değildir söz konusu olan. Düşünmek olağanüstü bir eylemdir. Burada vurgulanan "başka yerde olmamak'tır. Başımıza gelebilecekler, eğerler, keşkeler, başkalarının yaptıkları vs vs üzerine boş boş düşünmemek demektir bu.
Sende herşeyin özü var, uzay gibi, her yeri kaplayan, herşeyin hem içinde hem dışında olan. Ağaç gibi hem kökünde hem kalbinde hem zihninde var olan öz, senin sonsuzlukla akrabalığın hatta özdeşliğin, Dharmakaya.
“Zen nedir ?” Sorusunu sorarak başlayan kitap güzel ama özet gibi duran bir araştırmanın ürünüdür. Zen düşüncesinin yapısını, meditasyonu ve yaşam alanımızda uyguladığımız yerleri sade bir şekilde anlatmış. Bir makale tarzında ama Zen’i tanımaya dair bilgiler ve kısıtlı da olsa örnekler bulabiliyorsunuz. Zen’in modern yaşama uyarlanmasına yer vermesi oldukça ilgi çekici yapmış. Keyifli okumalar.
Zen okumaktan ziyade yaşanan bir olgudur.
Dilimizde az sayıda çeviri kitapla ne olduğunu anlamaya çalıştığım bir öğreti.
Kitabın çevirisi güzel, sıkmıyor, kavramlar anlaşılıyor.
Zaten de anlatıcı da batılı olduğu için biraz daha basitleştirerek kavramları bizim anlayacağımız şekle getirmiş.
Bu esnada anlam kayması oluyor mu? Bilemiyorum.
Zen pratiği hakkında temel bilgileri veren hızlı okunabilecek bir kitap.
"Zen" bakış açısını merak edenlerin, önemseyenlerin seveceğini düşünüyorum. İnsanın iç dünyasına, kendine, ruhuna dönüşünü, bütünü kucaklamasının önemini oldukça akıcı şekilde anlatıyor.
Kitapta ayrıca örnekli olarak meditasyonla ilgili tavsiyeler var. "An'da Kalabilmek", kişinin kendini buluş serüveni, bir bütünün parçaları olduğumuzu hatırlatıyor bizlere...
Kitabı bitirdikten sonra yeniden düşündüm; kendimizi yaşayabiliyor muyuz acaba? Kendimizi ne kadar fark ediyoruz? Ne kadar kendi hayatımızın içindeyiz?
"Ben" olarak mı varız, yoksa başkalarının yarattığı "O" olarak mı?