13. yüzyılda El-Harawi, "Konstantiniyye sahip olduğu şöhretten de daha güzel bir şehirdir," diye yazıyordu. "Allah lütuf ve alicenaplığı ile burasını İslam'ın başkentliğine inayet buyursun," diye ekliyordu. 14. yüzyılda El-Qazvini, "Onun gibi bir şey ne evvel ne ahır asla kurulmuş değildir," diye belirtirken büyük tarihçi ve sosyolog İbn-i Haldun (1332-1406) burasını "yapılışları ve ihtişamları açısından ünlü eserlere sahip muhteşem bir şehir, Kayzerlerin makamı..." olarak niteliyordu.
"Okuduğumuz olgularlabu topraklardaki genel yaşantı kesişmelerini görmek ve bu kitap bittikten sonra Bizans'la ilişkimizi devam ettirmeye karar vermek, bize kalmış bir şey. Ama Judith Herrin bu kitabıyla 'henüz uzman olmamış' okurun, bir kitapla varmayı umabileceği yere getiriyor.
Daha doğrusu, Bizans üstüne bilgileri farklı düzeylerde olan birçok okurun, az bilenin de çok bilenin de, bu kitaptan alacağı şeyler var."
(Tanıtım Bülteninden)