Modern "emperyalist" girişimleri çoğu kez (girişim yapan) bu uluslar çeşitli türde yıkıma uğratarak başarısızlığa ugramalarının bariz nedeni bu ulusların hiçbir gerçek; yani ırk ve Politika üstü manevi öğeye sahip olmamaları ve bu eksikliği -rakiplerininkiyle aynı katagorideki bir gücü onlardan daha fazla kullanarak- şiddet vasıtasıyla kapatmaya çalışmalarıdır.
Bugün, gerçekten değerli olan tek şey, kendini doruk noktasında tutabilen; ilkelerine sımsıkı bağlı olup taviz vermeyen, duygusallıklara, ihtiyaçlara, boş inanışlara ve son nesilin içinde yüzdükleri fuhuşa itibar etmeyenlerin tutumlarıdır.
Safkanlılık ve birlik, bütünlük, bir uygarlığın yaşam ve gücünün temelini oluşturuyordu: Kan birliğinin yitirilmesi ise bir uygarlığın batışının baş nedeni oluyordu… kan ya da “ırk” öğeleri tradisyonel açıdan önemlidir. Zira; tradisyonlar zihinsel(mental) düzeyde -yani, kişinin beyninde ve düşüncelerinde-değil, fakat tipik ve oluşturucu enerjiler olarak, Yaşamın en deruni güçleri üzerinde (ve o düzeyde) etkinlerdir. Kan bu işlevin izlerini taşır, yani “kadim asıl”a benzer tezahürlerin, kalıtım yoluyla, nesiller boyunca, doğal bir biçimde ve hemen hemen kendiliğinden oluşmasını sağlayan, işlenmiş hazır öğeler sunar.
Çektiği çileler ve ecdadının yüzü suyu hürmetine, herkes, her zaman yeryüzünde daha yüksek, yeni bir yaşama hak kazanabilir; ancak, tabii ki ters durumlarda daha düşük bir yaşama da hak kazanabilir.