Aklîleştirilmiş bir iman ve ilahiyatçılık sistemi; derin anlamlarıyla kavranılamayan bir simgeler ve törenler sistemi haline getirilmiş olan tradisyon, artık manevi açıdan evrensel ve yaratıcı, canlandırıcı bir etkinliğe sahip olmaz.
Bir Amerikalının gözünde dinsel çileci sadece zaman yitiren biridir, toplumun bir parazitidir. Katı Protestan ve fanatik bir ahlakçı ise bunların yanında göz kamaştırıcı bir saygınlığa sahiptir.
Gerçekte, günümüzde (salt maddeci)çalışma nasıl ki evrensel bir ödev olarak kabul ediliyor ve saçma, gayritabii görülmüyorsa; aynı şekilde, bunun karşılığında bir ücret almak da son derece doğal görülüyor. Fakat, hiçbir eli yakmayan para -antikitedeki köleliğin en azından bir efendi ya da fatih için yapılması bakımından; antikitedekinden çok daha kötü- bor gizli kölelik bağı yaratır. Her çalışma karşılığında bir ücret vb. alınmasına ve modern toplumda çalışmanın randımanı ve bireyin de başarısı ölçüsünde değerlendirilmesine bir açlık ve işsizlik hayaleti, Antik Çağ'ın kamçı cezasından çok daha müthiş bir tehdit olarak, yeni kölelerin üzerinde gezinir.
Daha öncede belirttiğimiz gibi evrim efsanesi türedi bir zihniyetin ürünüdür. Batı'nın artık bir yukarıdan (Müteal'den) kaynaklanmayı değil de aşağıdan kaynaklanmayı; ilk başların asaletin; değil de uygarlığın barbarlıktan doğduğunu dinin (daha önceki) boş inancın yerini aldığını, insanın hayvandan geldiğini (Darwin), düşüncenin maddeden doğduğunu, tüm manevi yüceltmelerin "karmaşık kolektif bilinçaltı"ndan kaynaklandığı (Freud, Jung), vd. doğru olarak kabul etmesinde sapkın bir araştırmanın sonuçlarından çok daha fazla bir aldanışın, doğru olmasının istendiği ve buna inanılmasının gerektiği bir şeyin; aşağıdan güçlerin, köle ve paryaları eski aristokratik topluma karşı isyan ettirmeleriyle oluşan bir uygarlığın varlığını görmek gerekir.
Burjuva alemindeki sanatçı ve "yaratıcılar", pratik olarak, belirli bir sosyal tabakanın zevk ve eğlencesinin hizmetinde olan bir kesim Roma soylularının ya da Orta Çağ'ın feodal efendilerinin "lüks hizmetçileri" sınıfına tekabül eder.
Karl Marx'ın şu deyişi, bu bağlamda ilginçtir: "İbraniliğin ilkesi nedir? Pratik zihniyet, kişisel üstünlük. Yahudilerin yeryüzündeki tanrısı nedir? Para. İbranilerin özgürleşmesi (egemenliği) sadece parasal gücü elde etmekle değil, fakat, onların sayesinde paranın bir dünyevî güç haline gelmesi ve pratik İbrani zihniyetinin Hristiyan toplumlarca benimsenmesiyle olmuştur. İbraniler, Hristiyanların ibranileşmesi ölçüsünde özgürleşmiştir (egemenleşmiştir). İbranilerin dünyevi tanrısı yeryüzünün de tanrısı olmuştur."