Julius Evola sözleri ve alıntılarını, Julius Evola kitap alıntılarını, Julius Evola en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bugün, gerçekten değerli olan tek şey, kendini doruk noktasında tutabilen; ilkelerine sımsıkı bağlı olup taviz vermeyen, duygusallıklara, ihtiyaçlara, boş inanışlara ve son nesilin içinde yüzdükleri fuhuşa itibar etmeyenlerin tutumlarıdır.
Tradisyonel devletin merkezi (en üst otoritesi) kutsal kral ise, özgün öğeleri bu merkeze bağlayan ve kraldaki aşkın etkinliğin bireylere ulaşmasını sağlayan da tören ve sadakattir.
Gerçek şu ki, normal bir hiyerarşide, aristokrasinin temelini ve hukukunu oluşturan ontolojik ve varoluşsal farklılıkları yaratan hiçbir zaman “entelektüellik” değildir, “maneviyat”tır.
Çektiği çileler ve ecdadının yüzü suyu hürmetine, herkes, her zaman yeryüzünde daha yüksek, yeni bir yaşama hak kazanabilir; ancak, tabii ki ters durumlarda daha düşük bir yaşama da hak kazanabilir.
Bir Amerikalının gözünde dinsel çileci sadece zaman yitiren biridir, toplumun bir parazitidir. Katı Protestan ve fanatik bir ahlakçı ise bunların yanında göz kamaştırıcı bir saygınlığa sahiptir.
Gerçekte, günümüzde (salt maddeci)çalışma nasıl ki evrensel bir ödev olarak kabul ediliyor ve saçma, gayritabii görülmüyorsa; aynı şekilde, bunun karşılığında bir ücret almak da son derece doğal görülüyor. Fakat, hiçbir eli yakmayan para -antikitedeki köleliğin en azından bir efendi ya da fatih için yapılması bakımından; antikitedekinden çok daha kötü- bor gizli kölelik bağı yaratır. Her çalışma karşılığında bir ücret vb. alınmasına ve modern toplumda çalışmanın randımanı ve bireyin de başarısı ölçüsünde değerlendirilmesine bir açlık ve işsizlik hayaleti, Antik Çağ'ın kamçı cezasından çok daha müthiş bir tehdit olarak, yeni kölelerin üzerinde gezinir.
Aklîleştirilmiş bir iman ve ilahiyatçılık sistemi; derin anlamlarıyla kavranılamayan bir simgeler ve törenler sistemi haline getirilmiş olan tradisyon, artık manevi açıdan evrensel ve yaratıcı, canlandırıcı bir etkinliğe sahip olmaz.
Modern yaşam görüşü maddeciliğiyle, bireyin yaşamına rahatlatıcı bir değişik öğe katabilmek, yaşamında bir anlam, bir simgesellik bulabilmesi olanağını yok ettiği için, bugünkü kölelik şimdiye dek görülmüş olanlardan çok daha hazin ve umutsuzdur.
Avrupa devletleri zati varlıklar haline geldiler, dünyevileştiler ve "din" kapsamına giren her şeyi - kendilerine hizmet eden basit birer alet olmadıkları durumda (ve o ölçüde)- daima daha soyut, öznel ve ikinci plana attılar.