Kadî Abdülcebbâr

Kadî AbdülcebbârTesbitü Delailü'n-Nübüvve author
Author
9.0/10
5 People
34
Reads
10
Likes
2,193
Views

Kadî Abdülcebbâr Posts

You can find Kadî Abdülcebbâr books, Kadî Abdülcebbâr quotes and quotes, Kadî Abdülcebbâr authors, Kadî Abdülcebbâr reviews and reviews on 1000Kitap.
[1196] Bu konuya başka bir konu daha dâhildir ki başlı başına tam bir huccet/delildir. Hatta onun her bir parçası huccet ve delildir. O da Allah’ın şu âyetidir: Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanları sana, “Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu; Allah’tan bizim için af dile” diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De
Yeryüzü hâkimiyetine dair haber
[1165] Resûlullah’ın (s.a.) âyetlerinden/alâmetlerinden biri de, ashâbına, daha öncekilerin oldukları gibi, yeryüzüne hâkim ve hükümrân olacaklarını, korkudan emîn olacaklarını, ibâdeti tek Allah’a hâlis kılacaklarını ve O’na hiçbir şeyi şirk koşmayacaklarını haber vermesidir. Nitekim Allah şöyle buyurmuştur: Sizden iman edip sâlih ameller
Reklam
[1159] Böylece öğreniyorsun ki Resûlullah’ın (s.a.) takip ettiği yollar, akıllı kimselerin takip ettikleri yollar değildir. Bunlar, Allah’ın resûlü, nebîsi ve O’nun vahyine güvenen birisi olmadıkça, hiç kimsenin aklına gelebilecek, cesaret edebileceği, güvenebileceği ve umut bağlayacağı yollar değildir. Âlimlerin elde ettikleri ve okudukları
Yahudilerin mağlup olacağına dair ayetler
[1130] Resûlullah’ın (s.a.) âyetlerinden ve şaşkınlık verici alâmetlerinden biri de, yahudiler hakkında haber vererek şöyle demesidir: İçlerinden iman edenler varsa da, ekserisi fâsıklardır. Size, ezâdan başka bir zarar veremezler ve sizinle çarpışacak olsalar, size arkalarını dönüp kaçarlar, sonra da yardım görmezler. Nerede bulunsalar zillet
Lanetleşme olayı ve hristiyanların tavrı
[1117] Ebû Îsâ el-Verrâk ve İbnu’r-Râvendî, mübâhele [lanetleşme] olayının, “Karşılıklı sövüşme olduğunu ve o topluluğun [hıristiyanların] buna yanaşmadıklarını” söyleyerek ta‘nda bulunmuş ve şöyle demiştir: “Sizin, onun [Resûlullah’ın], “Eğer onlar benimle lanetleşselerdi, onlara azâb inecekti” diye söylediğine dair ifade
İlk paragraf Uhud'dan sonra Ebu Sufyan ve Hz. Ömer'in konuşmasından bahsediyo
[1094] Hz. Ömer ile Ebû Süfyân arasında geçen tartışma ve münazaraya bak! Ebû Süfyân ve arkadaşları galip gelebildi mi? Onlar, müslüman askerlere, “ Muhammed, şu hususta bize yalan söyledi, şu hususta sözünden döndü. Nasıl ona itaat ediyorsunuz? Dinlerinizi ve şehirlerinizi nasıl parçalıyorsunuz? Böyle bir adam için nasıl kendinizi
Reklam
[1080] Resûlullah’ın (s.a.) âyetlerinden/alâmetlerinden ve nübüvvetinin delillerinden biri de Allah’ın (a.c.) şu âyetidir: Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, Allah yakında öyle bir toplum getirecek ki O onları sever, onlar da O’nu severler. Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve şiddetlidirler. Allah yolunda cihad
[1075] Resûlullah’ın (s.a.) âyetlerinden/alâmetlerinden biri de şudur: Resûlullah (s.a.), beraberinde Ebû Bekir ve Ömer olduğu halde, bir iş için yahudilere gitti. Onlar oturdukları zaman yahudiler, onları öldürmek için bir kaya parçasını üzerlerine atmak üzere bir adamı gönderdiler. Yahudilerin gönderdiği adam tepeye çıkınca, Allah (c.c.) Resûlullah’ı uyardı, o da derhal yerinden fırladı ve Ebû Bekir ile Ömer’e, “Ayağa kalkın! Bunlar, üzerimize bir kaya parçası atarak öldürmek üzere bir adam gönderdiler” dedi. Yahudiler, bundan dolayı şaşırıp kaldılar. [1076] Allah, onlara bu husustaki nimetini hatırlatarak şöyle diyor: Ey iman edenler! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın: Hani bir topluluk size el uzatmaya (tecavüze) yeltenmişti de, (Allah) onların ellerini sizden çekmişti. Allah’tan korkun. Müminler Allah’a tevekkül etsinler (Mâide, 5/11). Bu meşhur bir hadisedir. Bu nedenle onu minnet konusu yapmak doğru olur. Şayet dost-düşman herkesin işittiği meşhur ve bilinen bir hadise olmasaydı, bu takdirde onu minnet konusu yapmak doğru olmazdı.
[1058] Uhud kıssasına gelince, Allah Bedir günü melekleri gönderdi diye Uhud günü de onları göndermesi gerekli değildir. Zira Allah’ın, Nebî’sini bir süre âfiyette kılması, onu devamlı âfiyette kılmasını gerektirmez. Bazen onu hastalıkla imtihan eder ve sabırla mükellef kılar. Aynı şekilde bazen ona meleklerle yardım eder, başka bir zaman da
161 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.