Kadî Abdülcebbâr

Tesbitü Delailü'n-Nübüvve yazarı
Yazar
9.0/10
5 Kişi
34
Okunma
12
Beğeni
2.261
Görüntülenme

Kadî Abdülcebbâr Gönderileri

Kadî Abdülcebbâr kitaplarını, Kadî Abdülcebbâr sözleri ve alıntılarını, Kadî Abdülcebbâr yazarlarını, Kadî Abdülcebbâr yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Uzun ama herkes kesinlikle okumalı
[995] Devletler ve krallıklar, olmuş ve gerçekleşmiş olan olayların üzerini örtüp gizleyemezler. Akıllı bir kimse, ortaya çıkması zararlı, yayılması kötü olsa ve değerini düşürse de, böyle bir şeye heveslenmez. Görmez misin ki Resûlullah (s.a.), nübüvvet iddia ettiği, diğer ümmetleri tekfîr ettiği, onlarla cihadı farz kıldığı, kanlarını,
Tarihi galipler yazar düşüncesi hakkında
Amcası koruduğu için peygamber öldürülemedi düşüncesine karşı
[939] Onların durumu ve Resûlullah’ın (s.a.) hâli böyle iken, onun onlardan selâmette olması, şu kimsenin sözüne benzer: “Benim doğruluğumun delili, şu alevli ateşe dalmam, orada kalmam ve sapasağlam çıkmamdır.” İşte Resûlullah’ın (s.a.) bu milletler karşısındaki durumu da böyle idi. O, nübüvvet iddiasından sonra peş peşe gelen şiddetler ve
Reklam
[933] Allah, şöyle buyurmuştur: “Hepiniz toplanın, bana istediğiniz tuzağı kurun, sonra bana bir ân bile göz açtırmayın!” (Hûd, 11/55). Böylece Allah, yalnız olmasına, düşmanlarının ise çok olmasına, onu öldürmeye, ortadan kaldırmaya ve nûrunu söndürmeye aşırı hırslı olmalarına rağmen, Allah’ın Resûlü’nü koruyacağını ve onu öldürmelerini
Halifelerin tutan tahmini :D
[902] Hz. Ömer’in (r.a.) valisi, malın azaldığını bildiren bir mektup yazdı. Şöyle diyordu: “İnsanlar müslüman oldular, bu yüzden cizye azaldı.” Hz. Ömer bu mazereti çok çirkin bularak ona şunları yazdı: “Allah Muhammed’i, hidâyet edici olarak gönderdi. Allah onu mal toplayıcı olarak göndermedi.” Hz. Ömer (r.a.), valinin cizye gelirinin azalmasına üzüldüğünü ve dünya malına hırslı bir kişi olduğunu görünce, onu geri çağırdı ve valilikten aldı. [903] Allah Resûlü’nün (s.a.) halifeleri, valilerine hep şunu söylerlerdi: “İnsanları koruyup gözetin ve onların mallarına göz dikmeyin. Zira Allah, bizi idareciler [ru’ât] olarak gönderdi; mal toplayıcılar [cübât] olarak göndermedi. Bizden sonraki emîrler, idareciler [ru’ât] değil mal toplayıcılar [cübât] olacaklardır. Böyle yaptıkları zaman hayâ ve vefâ gidecek ve bereketler azalacaktır. Öyleyse İslâm’a sarılınız!”
İslam öncesi ve sonrası arapların durumu nübüvvet ispatıdır
[891] Sa‘d b. Ebî Vakkâs, Rüstem’in ordusunu yenip Fars ordularını hezimete uğratınca, Rüstem Medain’e doğru gitti, Yezdicerd ise Nihavend’e kaçtı. Yezdicerd, oradaki adamlarına sığındı. Bu durum adamlarının, Arapların bu zayıf ve pejmürde halleriyle kadim Rum ve Fars krallıklarının sağlam ve güçlü ordularına galip gelmeleri, kendilerine karşı cesaretle karşı koymaları ve onlara üstün gelme konusundaki hayretlerini ve şaşkınlıklarını daha da arttırdı. Müslümanların herhangi bir kralın mülküne yönelmekten korkuları yoktu; bir yeri hallettikten sonra başka birine geçiyorlardı. Öyle ki kralların aldıkları tedbirlerin hilafına davranmalarına ve ihtiyatı elden bırakmalarına rağmen bir kral veya sultan gibi düşmanlarına üstünlük sağlıyorlar ve onları helâk ediyorlardı. Yezdicerd şöyle diyordu: “Onların arkadaşının iddia ettiği gibi Allah’ın resûlü olduğunu düşünüyorum. Onun bir âyeti/mûcizesi olmasaydı bile, birbirini yiyen dağılmış Arapların ona itaat etmeleri mûcize olarak yeterdi.
Fetihlere dair gayb haberleri
[873] Müslümanların Humus, Şam, Antakya, Mısır ve diğer şehirlerde Rum krallarına karşı benzer mücadeleleri oldu. Bu mücadeleler esnasında elçiler Rumlara hep şunu söylediler: “Peygamberimiz bize, dinimizin bütün dinlere galip olacağını va’d etti. O, birçok konuda bize haberler verdi, bizi uyardı ve bize müjde verdi. O, bizi hiçbir
Reklam
145 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.