Mutezile'nin Kadılar Kadısı (Kadıyu'l kudat) olarak adlandırdığı Kadı Abdulcabbar 936 senesinde Horasan'ın el-Esedabadi beldesinde doğmuştur. Meşhur Buveyhi veziri Sahib b. Abbad zamanında Rey şehrinde kadılık görevinde bulunmuştur. 1024 yılında Rey'de ölmüştür.
Kadı Abdulcebbar köklü reddiye geleneğinin önemli temsilcilerinden derya deniz bir abimiz. Kendisi İslam dışında diğer dinler ve mezhepler hakkında da oldukça bilgili. Bununla beraber tarih bilgisi ve rivayetler üzerinden yaptığı temellendirmeler de fikri yetkinliğini gösteriyor. Kitabın birçok yerinde bunu görüyorsunuz. Bugün din eleştirmeye
Müellif kendini Ehli adalet vet tevhid mezhebine nispet edenlerden. Keskin zekasıyla dönemin alimlerinden çok rahat bir şekilde sıyrılıp adından söz ettiriyor. Bana kalırsa en önemli özelliği zekasından ziyade hadiselere adalet cihetinden yaklaşması. Örneğin zulmüyle islam alemine namzet muaviye'yi ne ehli sünnet gibi ideolojik put haline getiriyor ne de ömer ve ehline şia'da olduğu gibi haksızlık yapıyor. Muaviyenin zulmüne absürt teviller getirmediği gibi Ömer'in de adaletini yıkmak için uydurulan şia hurafelerine itibar etmiyor.
Rahimehullahutela.
Kâdı'l-Kudât Abdülcebbâr'ın, mensup olduğu Mû'tezile mezhebinin düşünce sistemini sistematik bir biçimde açıklamaya çalışması ilgi çekicidir. Usûli'l-Hamse (Beş Usûl) fikri ondan önceki Mû'tezilî âlimler tarafından işlenmiş olsa da bunlar Kâdı Abdülcebbâr'ın Şerhu'l-Usûli'l-Hamse'si kadar sistematik