Kadı Beydâvî

Beydâvî Tefsiri author
Author
6.0/10
4 People
14
Reads
10
Likes
1,437
Views

Oldest Kadı Beydâvî Quotes

You can find Oldest Kadı Beydâvî quotes, oldest Kadı Beydâvî book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
168- Ey insanlar, yeryüzündekilerden helal ve temiz olarak yiyin. Güzel yiyecekleri ve giyecekleri kendilerine haram eden bir topluluk hakkında indi. Helalen külu'nun mef'ulüdür yahut mahzuf mastarın sıfatıdı veyahut mimma filardı'dan haldir. Min de parça bildirmek içindir, çünkü yeryüzündekilerin hepsi yenilmez. “Tayyiben” şeriatın yahut tab-ı selim'in hoş gördüğü şeydir, çünkü zaten helal birinciyi içine almaktadır. “Şeytanın adımlarını izlemeyin” heva ve hevese uymada arkasına düşmeyin, sonra helali haram, haramı da helal edersiniz. Nafi, Ebu Amr, Hamze, Bezzi ve Ebu Bekir tı'nın sükunu ile (hutvat) okumuşlardır, ikisi de hutvenin cem'i olarak lügattir. Hutve de adım atanın iki ayağı arasındaki mesafedir. İki zamme ve hemze ile hutuat okunmuştur ki bunda zamme vav'ın üzerinde imiş gibi tasarlanmıştır. İki fetha ile hatavat da okunmuştur ki hatvenin çoğulu olur, o da tek adım demektir. “Çünkü o, sizin için açık düşmandır” her ne kadar kandırmak istediğine yüzden dostluk gösterse de basiret sahiplerince düşmanlığı açıktır. Bunun içindir ki Allah Teala: “Onların velileri tağuttur” (Bakara: 257) ayetinde ona veli demiştir. 169- O, size ancak kötülük ve hayasızlığı ve bilmediğiniz şeyleri Allah'a demenizi emreder. Mesela eşler koşmak, haramları helal etmek ve hoş şeyleri haram etmek gibi.
Sayfa 230 - 2/Bakara-168-169.âyetler
İsra Suresi 24
Rivayete göre, bir adam Hz. Peygambere şöyle sordu: “Annem babam yaşlı hâlde yanımdalar. Onların küçükken bana yaptıklarını bu şekilde ödemiş sayılır mıyım?” Hz. Peygamber şöyle dedi: “Hayır, ödemiş sayılmazsın. Çünkü onlar sana bakarlarken senin yaşamanı istiyorlardı. Ama sen onlara bakarken ölümlerini arzuluyorsun!”
Reklam
170 - Onlara: “Allah'ın indirdiğine tabi olun” denildiği zaman, “hayır biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye tabi oluruz” derler. Ya atalarınızın akılları bir şeye ermiyor ve doğru yolu bulamıyorlar idiyseler!
Sayfa 232 - 2/Bakara-170.ayet meal
171- Kafirlerin hali bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara haykıran kimsenin (çobanın) hali gibidir. Kafirler taklide daldıkları için kendilerine okunan şeylere kafa vermezler, onlara anlatılan şeyi derin düşünmezler. Bu konuda kendilerine haykırılan ve sesi işitip de manasını anlamayan, çağırmayı hissedip de anlamını kavramayan hayvanlara benzerler. Şöyle de denilmiştir: Bu onların atalarını dıştan taklit edip gerçeğini anlamayan hallerinin sesi işitip de altındaki şeyi anlamayan davarlara benzetilmesidir. Ya da onların putlara dua etmelerinin davarlara haykıran çobana benzetilmesidir. Bu son teşbih muzafın hazfine ihtiyaç duymazsa da “ancak bağırıp çağırmadan başka bir şey duymaz” ifadesi buna müsaade etmemektedir. Çünkü putlar duymaz; meğerki bu, karmaşık temsil babından sayıla. “summun bükmün umyun (onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir)”. Bu da zem olmak üzere (mahzuf müpteda hum ile) merfudur. “Artık onlar anlamazlar” bilfiil anlamazlar, çünkü bakışları kusurludur.
Sayfa 233 - 2/Bakara-171
172-“Ey iman edenler, size rızık ettiklerimizin temizlerinden yiyin”. Bütün insanlara işi genişletip de onlara haram ettiklerinden başka şeyleri mubah kılınca, içlerinden mü'minlere kendilerine rızık edilenlerin temizinden yemelerini ve hakkını yerine getirmelerini emretti ve: “Allah'a şükredin” dedi. Size rızık ve helal ettiği şeyler için. “Eğer yalnız ona ibadet ediyorsanız” eğer özellikle ona ibadet ediyor ve nimet verenin o olduğunu ikrar ediyorsanız. Çünkü ibadetiniz ancak şükürle tamam olur. Zira ibadet işine ta'lik edilen (bağlanan), onu tamamlamak için verilen şükür emridir, ibadet yapma yokken onu tamamlayan şükür emri de yoktur (ibadet yoksa şükretmek de vacip olmaz). Allah Teala şöyle buyurmuştur: Şüphesiz ben, insanlar ve cinler çok kritik durumdayız; ben yaratıyorum, benden başkasına ibadet ediliyor, ben rızık veriyorum, benden başkasına şükrediliyor.
Sayfa 233 - 2/Bakara-172
Allah'ın hidayeti çeşit çeşittir, sayısı yoktur, nitekim Yüce Allah: "Eğer Allah'ın nimetini sayarsanız bitiremezsiniz" (Nahl: 18) demiştir. Ancak cinsleri bellidir, onlar da sırasıyla şöyledir Birincisi, kişiyi hidayete götürecek kuvveti vermektir, mesela akıl gücü, içteki hisler ve dıştaki duyular gibi. İkincisi, hakla batılı ve iyi ile kötüyü ayıracak delilleri göstermektir. "Ona iki yolu da hidayet ettik" (Beled: 10) ve: "Onları hidayet ettik; onlarsa körlüğü hidayete tercih ettiler" (Fussilet: 17) ayetleri buna işaret etmektedir. Üçüncüsü, peygamberler göndermek ve kitaplar indirmekle hidayet etmektir. "Onları liderler kıldık, emrimizle hidayet ederler" (Enbiya: 73) ve: "Şüphesiz bu Kur'an en doğru yola hidayet eder" (Isra: 9) ayetlerinden de bu kastedilmiştir. Dördüncüsü, kalplerindeki sırları keşf etmek, vahiy yahut ilham veyahut gerçek rüyalarla eşyayı olduğu gibi göstermektir. Bu da peygamberlere ve evliyalara mahsustur. Şu ayetlerden de bu kastedilmiştir: "İşte onlar Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların hidayetine uy" (En'am: 90). "Bizim uğrumuzda cihat edenleri kendi yollarımıza hidayet edeceğiz." (Ankebut: 69).
Reklam
279 öğeden 281 ile 279 arasındakiler gösteriliyor.