Kadı Beydâvî

Kadı BeydâvîBeydâvî Tefsiri author
Author
6.0/10
4 People
14
Reads
10
Likes
1,360
Views

Kadı Beydâvî Posts

You can find Kadı Beydâvî books, Kadı Beydâvî quotes and quotes, Kadı Beydâvî authors, Kadı Beydâvî reviews and reviews on 1000Kitap.
Allah'ın hidayeti çeşit çeşittir, sayısı yoktur, nitekim Yüce Allah: "Eğer Allah'ın nimetini sayarsanız bitiremezsiniz" (Nahl: 18) demiştir. Ancak cinsleri bellidir, onlar da sırasıyla şöyledir Birincisi, kişiyi hidayete götürecek kuvveti vermektir, mesela akıl gücü, içteki hisler ve dıştaki duyular gibi. İkincisi, hakla batılı ve iyi ile kötüyü ayıracak delilleri göstermektir. "Ona iki yolu da hidayet ettik" (Beled: 10) ve: "Onları hidayet ettik; onlarsa körlüğü hidayete tercih ettiler" (Fussilet: 17) ayetleri buna işaret etmektedir. Üçüncüsü, peygamberler göndermek ve kitaplar indirmekle hidayet etmektir. "Onları liderler kıldık, emrimizle hidayet ederler" (Enbiya: 73) ve: "Şüphesiz bu Kur'an en doğru yola hidayet eder" (Isra: 9) ayetlerinden de bu kastedilmiştir. Dördüncüsü, kalplerindeki sırları keşf etmek, vahiy yahut ilham veyahut gerçek rüyalarla eşyayı olduğu gibi göstermektir. Bu da peygamberlere ve evliyalara mahsustur. Şu ayetlerden de bu kastedilmiştir: "İşte onlar Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların hidayetine uy" (En'am: 90). "Bizim uğrumuzda cihat edenleri kendi yollarımıza hidayet edeceğiz." (Ankebut: 69).
172-“Ey iman edenler, size rızık ettiklerimizin temizlerinden yiyin”. Bütün insanlara işi genişletip de onlara haram ettiklerinden başka şeyleri mubah kılınca, içlerinden mü'minlere kendilerine rızık edilenlerin temizinden yemelerini ve hakkını yerine getirmelerini emretti ve: “Allah'a şükredin” dedi. Size rızık ve helal ettiği şeyler için. “Eğer yalnız ona ibadet ediyorsanız” eğer özellikle ona ibadet ediyor ve nimet verenin o olduğunu ikrar ediyorsanız. Çünkü ibadetiniz ancak şükürle tamam olur. Zira ibadet işine ta'lik edilen (bağlanan), onu tamamlamak için verilen şükür emridir, ibadet yapma yokken onu tamamlayan şükür emri de yoktur (ibadet yoksa şükretmek de vacip olmaz). Allah Teala şöyle buyurmuştur: Şüphesiz ben, insanlar ve cinler çok kritik durumdayız; ben yaratıyorum, benden başkasına ibadet ediliyor, ben rızık veriyorum, benden başkasına şükrediliyor.
Sayfa 233 - 2/Bakara-172
Reklam
171- Kafirlerin hali bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara haykıran kimsenin (çobanın) hali gibidir. Kafirler taklide daldıkları için kendilerine okunan şeylere kafa vermezler, onlara anlatılan şeyi derin düşünmezler. Bu konuda kendilerine haykırılan ve sesi işitip de manasını anlamayan, çağırmayı hissedip de anlamını kavramayan hayvanlara benzerler. Şöyle de denilmiştir: Bu onların atalarını dıştan taklit edip gerçeğini anlamayan hallerinin sesi işitip de altındaki şeyi anlamayan davarlara benzetilmesidir. Ya da onların putlara dua etmelerinin davarlara haykıran çobana benzetilmesidir. Bu son teşbih muzafın hazfine ihtiyaç duymazsa da “ancak bağırıp çağırmadan başka bir şey duymaz” ifadesi buna müsaade etmemektedir. Çünkü putlar duymaz; meğerki bu, karmaşık temsil babından sayıla. “summun bükmün umyun (onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir)”. Bu da zem olmak üzere (mahzuf müpteda hum ile) merfudur. “Artık onlar anlamazlar” bilfiil anlamazlar, çünkü bakışları kusurludur.
Sayfa 233 - 2/Bakara-171
170 - Onlara: “Allah'ın indirdiğine tabi olun” denildiği zaman, “hayır biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye tabi oluruz” derler. Ya atalarınızın akılları bir şeye ermiyor ve doğru yolu bulamıyorlar idiyseler!
Sayfa 232 - 2/Bakara-170.ayet meal
İsra Suresi 24
Rivayete göre, bir adam Hz. Peygambere şöyle sordu: “Annem babam yaşlı hâlde yanımdalar. Onların küçükken bana yaptıklarını bu şekilde ödemiş sayılır mıyım?” Hz. Peygamber şöyle dedi: “Hayır, ödemiş sayılmazsın. Çünkü onlar sana bakarlarken senin yaşamanı istiyorlardı. Ama sen onlara bakarken ölümlerini arzuluyorsun!”
168- Ey insanlar, yeryüzündekilerden helal ve temiz olarak yiyin. Güzel yiyecekleri ve giyecekleri kendilerine haram eden bir topluluk hakkında indi. Helalen külu'nun mef'ulüdür yahut mahzuf mastarın sıfatıdı veyahut mimma filardı'dan haldir. Min de parça bildirmek içindir, çünkü yeryüzündekilerin hepsi yenilmez. “Tayyiben” şeriatın yahut tab-ı selim'in hoş gördüğü şeydir, çünkü zaten helal birinciyi içine almaktadır. “Şeytanın adımlarını izlemeyin” heva ve hevese uymada arkasına düşmeyin, sonra helali haram, haramı da helal edersiniz. Nafi, Ebu Amr, Hamze, Bezzi ve Ebu Bekir tı'nın sükunu ile (hutvat) okumuşlardır, ikisi de hutvenin cem'i olarak lügattir. Hutve de adım atanın iki ayağı arasındaki mesafedir. İki zamme ve hemze ile hutuat okunmuştur ki bunda zamme vav'ın üzerinde imiş gibi tasarlanmıştır. İki fetha ile hatavat da okunmuştur ki hatvenin çoğulu olur, o da tek adım demektir. “Çünkü o, sizin için açık düşmandır” her ne kadar kandırmak istediğine yüzden dostluk gösterse de basiret sahiplerince düşmanlığı açıktır. Bunun içindir ki Allah Teala: “Onların velileri tağuttur” (Bakara: 257) ayetinde ona veli demiştir. 169- O, size ancak kötülük ve hayasızlığı ve bilmediğiniz şeyleri Allah'a demenizi emreder. Mesela eşler koşmak, haramları helal etmek ve hoş şeyleri haram etmek gibi.
Sayfa 230 - 2/Bakara-168-169.âyetler
Reklam
165-“İnsanlardan kimileri vardır ki Allah'tan başka eşler edinirler" putlar edinirler, itaat ettikleri reisler de denilmiştir, çünkü “izlenenler uzaklaştığı zaman” (Bakara: 166) demiştir. Belki de maksat daha geneldir, o da Allah'tan alıkoyan her şeydir. “Onları severler" onlara saygı gösterir ve itaat ederler. “Allah'ı sever gibi” ona tazim ve itaatine meyletmek gibi. Yani sevgide ve itaatta onunla diğerlerini eşit tutarlar. Muhabbet kalbin meyletmesidir, hub'den gelir, istiare yolu ile habbetülkalbe (kalbin en derin noktasına) denilmiştir. Ondan da hub (segi) türetilmiştir, çünkü o noktaya isabet etmiş ve oraya yerleşmiştir. Kulun Allah Teala'yı sevmesi, ona itaat ve rızasını kazanma arzusudur. Allah'ın kulu sevmesi ise ona ikram etmek ve onu taatta kullanmak isteyip onu isyanlardan esirgemesidir. “İman edenler ise Allah'ı daha çok severler” çünkü Allah'a olan sevgileri kesilmez. Eşleri (putları) sevme ise öyle değildir; çünkü o bozuk ve hayali düşmanlıklara dayanır. Basit bir sebeple yok olur. Bunun içindir ki başları dara düştüğü zaman tanrıları bırakır, Allah'a gelirlerdi. Puta bir süre taparlardı, sonra da onu terk edip başkasına giderlerdi. Keşke nefislerine zulmedenler azabı gördükleri zaman bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu görselerdi! 166 - O zaman izlenenler izleyenlerden uzaklaşır ve azabı görürler. Aralarındaki sebepler de kesilir.
Sayfa 228 - 2/Bakara-165-166.âyetler
İlimlerin kadr ü kıymetçe en büyüğü, şeref ve adaletçe en yükseği tefsir ilmidir. Bu, dini ilimlerin başı ve reisidir. Şer'-i şerif kaidelerinin binası ve anasıdır. ~Kadı Beydavî
157-“Ulaike aleyhim salavatün min rabbihim (işte onlara Rablerinden bağışlanmalar ve rahmet vardır)”. Salât duadır, Allah'tan olunca tezkiye ve bağışlamadır. Cemi olması da çokluğuna ve çeşitliliğine dikkat çekmek içindir. Rahmetten murat edilen lütuf ve ihsandır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den şöyle rivayet edilmiştir: Kim bir musibet anında inna lillah derse, Allah onun musibetini telafi eder, ahiretini güzel eyler ve ona razı olacağı bir halef verir. “Ve onlar doğru yolu bulanların ta kendileridir” hakkı ve doğruyu bulanların demektir, çünkü kendilerini Allah'a verdiler, Allah'ın kaza ve kaderine teslim oldular.
Sayfa 223 - Bakara/157. âyet tefsiri
156-“Onlar ki başlarına bir musibet geldiği zaman İnna lillah ve inna ileyhi raciun (mutlaka biz, Allah'a aidiz ve şüphesiz biz, ona döneceğiz, derler)”. Hitap Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'edir yada müjde verebilecek herkesedir. Musibet insanın başına gelebilen her türlü istenmeyen şeydir. Çünkü aleyhissalat vesselam Efendimiz şöyle demiştir: “Mü'mine eziyet veren her şey musibettir." Sabretmek dille inna lillah demekle olmaz, kalp ile de demelidir, niçin yaratıldığını ve ona döneceğini düşünmeli, Allah'ın nimetlerini yâd etmeli ki verdiğinin aldığından kat kat fazla olduğunu görsün, böylece rahatlasın da ona teslim olsun. Müjdesi verilen şey de belli olduğu için bildirilmemiştir.
Sayfa 223 - Bakara/156. âyet tefsiri
294 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.