Kadı Beydâvî

Beydâvî Tefsiri author
Author
6.0/10
4 People
14
Reads
10
Likes
1,454
Views

Kadı Beydâvî Quotes

You can find Kadı Beydâvî quotes, Kadı Beydâvî book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
179-“Sizin için kısasta hayat vardır”. Gayet fasih ve beliğ bir sözdür, çünkü bir şeyi zıddının yerine koymuştur. Kısası marife ve hayatı nekire yapmıştır ki bu hükümde bir nevi büyük bir hayat olduğunu göstersin. Zira bunu bilmek katili adam öldürmekten men eder; bu da iki canın yaşamasına sebep olur. Bir de onlar katilden (suçludan) başkasını ve teke karşılık cemaati öldürürlerdi; bu da fitne çıkarırdı. Binaenaleyh katile kısas yapılırsa, ötekiler selamette kalır, bu da hepsinin yaşamasına sebep olur. Birinciye göre onda izmar vardır (veleküm fi şer'il kısası hayatün), ikinciye göre de tahsis vardır (yasirü zalike sebeben lihayatihim ) yaşamalarına sebep olur). Şöyle de denilmiştir: Bundan murat edilen uhrevi hayattır; çünkü katilden dünyada kısas yapılırsa, ahirette ondan sorulmaz. Veleküm filkısası kavlinin hayat için iki haber olma ve birinin haber olup diğerinin sıla olma ya da onda gizli zamirden hal olma ihtimali de vardır. “Filkasası” şeklinde de okunmuştur ki, size katlin hükmü ile ilgili olarak anlatılan şeyde yahut Kur'an'da kalpler için hayat vardır, demek olur. “Ey akıl sahipleri” sağlam akıl sahipleri demektir, onlara seslenmesi, kısasta ruhları yaşatmak ve nefisleri muhafaza etmek gibi hükümler üzerinde düşünmeleri içindir. “Umulur ki korunursunuz” kısası ve hükmünü sürdürmede ve ona itaat etmede. Ya da kısastan korunursunuz da adam öldürmekten çekinirsiniz.
Sayfa 242 - 1.cilt-2/Bakara-179.âyet tefsiri
171- Kafirlerin hali bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara haykıran kimsenin (çobanın) hali gibidir. Kafirler taklide daldıkları için kendilerine okunan şeylere kafa vermezler, onlara anlatılan şeyi derin düşünmezler. Bu konuda kendilerine haykırılan ve sesi işitip de manasını anlamayan, çağırmayı hissedip de anlamını kavramayan hayvanlara benzerler. Şöyle de denilmiştir: Bu onların atalarını dıştan taklit edip gerçeğini anlamayan hallerinin sesi işitip de altındaki şeyi anlamayan davarlara benzetilmesidir. Ya da onların putlara dua etmelerinin davarlara haykıran çobana benzetilmesidir. Bu son teşbih muzafın hazfine ihtiyaç duymazsa da “ancak bağırıp çağırmadan başka bir şey duymaz” ifadesi buna müsaade etmemektedir. Çünkü putlar duymaz; meğerki bu, karmaşık temsil babından sayıla. “summun bükmün umyun (onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir)”. Bu da zem olmak üzere (mahzuf müpteda hum ile) merfudur. “Artık onlar anlamazlar” bilfiil anlamazlar, çünkü bakışları kusurludur.
Sayfa 233 - 2/Bakara-171
Reklam
Şükrünü eda ettiğin az mal, altından kalkamayacağın çok maldan daha hayırlıdır.
Sayfa 1042Kitabı okudu
172-“Ey iman edenler, size rızık ettiklerimizin temizlerinden yiyin”. Bütün insanlara işi genişletip de onlara haram ettiklerinden başka şeyleri mubah kılınca, içlerinden mü'minlere kendilerine rızık edilenlerin temizinden yemelerini ve hakkını yerine getirmelerini emretti ve: “Allah'a şükredin” dedi. Size rızık ve helal ettiği şeyler için. “Eğer yalnız ona ibadet ediyorsanız” eğer özellikle ona ibadet ediyor ve nimet verenin o olduğunu ikrar ediyorsanız. Çünkü ibadetiniz ancak şükürle tamam olur. Zira ibadet işine ta'lik edilen (bağlanan), onu tamamlamak için verilen şükür emridir, ibadet yapma yokken onu tamamlayan şükür emri de yoktur (ibadet yoksa şükretmek de vacip olmaz). Allah Teala şöyle buyurmuştur: Şüphesiz ben, insanlar ve cinler çok kritik durumdayız; ben yaratıyorum, benden başkasına ibadet ediliyor, ben rızık veriyorum, benden başkasına şükrediliyor.
Sayfa 233 - 2/Bakara-172
Nisa suresi
Öyleyse fazlalığı çalışma ile arayın, haset ve temenni ile değil. "Iman temenni ile değildir."
Sayfa 519 - Kahraman YayınlarıKitabı okudu
177- "Yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz iyilik değildir. Ancak iyilik; Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba, peygamberlere iman edenin; sevdiği halde akrabalara, yetimlere, yoksullara, dilenenlere ve kölelere mal verenin; namazı kılanın, zekat verenin, söz verdikleri zaman sözlerini yerine getirenlerin; sıkıntıda, hastalıkta ve savaşta sabredenlerin iyiliğidir. İşte sadıklar onlardır ve işte takvaya erenler de onlardır."
Sayfa 236 - 1.cilt-2/Bakara-177.âyet meali
Reklam
49 öğeden 281 ile 49 arasındakiler gösteriliyor.