Kadı Beydâvî

Beydâvî Tefsiri author
Author
6.0/10
4 People
14
Reads
10
Likes
1,435
Views

Kadı Beydâvî Quotes

You can find Kadı Beydâvî quotes, Kadı Beydâvî book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
"Orada onlar için tertemiz eşler vardır."
Zevc (eş) erkeğe de dişiye de denilir. O, aslında kendi cinsinden benzeri olana denir, ayakkabının teki gibi. Eğer: "Yenilen şeyin faydası gıdalanmak ve açlığın zararını def etmektir; evlenmenin faydası çoluk çocuk sahibi olmak ve cinsten zevklenmektir, bunlara cennette ihtiyaç yoktur" denilirse" ben de şöyle derim: Cennetin yiyecekleri, kadınları ve diğer halleri dünyadaki benzerlerine ancak bazı sıfat ve itibarlarda ortaktır ve istiare ve temsil yolu ile o ismi alır. Yoksa ona tüm hakikatlerinde ortak değildir ki bu dediğiniz lazım gelsin ve onun verdiği faydayı versin.
2/Bakara-25.âyet
"Vema yuhadiune illa enfüsehüm".
(Hâlbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar.) . . . Nefs bir şeyin kendisi ve gerçeğidir. Sonra ruha denilmiştir, çünkü canlının nefsi onunla kaimdir. Kalbe de denilmiştir, çünkü ruhun yeridir veyahut onunla ilgilidir. Kana da nefs denir, çünkü onu ayakta tutan odur. Suya da denir, çünkü ona aşırı derecede ihtiyacı vardır. Görüşe de nefs denir, mesela: Fülanun yuamirü nefsehu deyiminde geçtiği gibi, çünkü görüş de ondan doğar yahut da ona emreden ve işaret veren bir zata benzer. Burada nefislerden maksat zatlarıdır. Bunu ruhları ve görüşleri manasına almak da ihtimal dahilindedir.
Sayfa 58 - 2/Bakara-9.âyet
Reklam
Bir şeyin olacağını veya olmayacağını haber vermek Allah'ın ona gücünün yetmeyeceğini göstermez; mesela Allah Teala'nın kendi yaptığını yahut kulun iradesiyle yaptığını haber vermesi gibi. Kâr etmeyeceğini bildiği halde uyarmanın faydası, onlara karşı delil getirmiş olmak ve Peygamber'e tebliğ faziletini vermektir. Bunun içindir ki: Onlara eşittir, demiş de, sana eşittir, dememiştir. Nitekim putperestlere de: "Onlara seslenseniz de sussanız da birdir” (A'raf: 193) demiştir. Ayette gaipten haber verme de vardır, eğer ism-i mevsulla belli şahıslar kastedilirse. Bu da mucizedir (onlar iman etmezler, dedi, ölünceye kadar da iman etmediler).
Sayfa 51 - 2/Bakara-6.âyet
Şeraitte ise iman;
Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in dininden olduğu zorunlu olarak bilinen şeyleri tasdik etmektir; mesela tevhit, peygamberlik, yeniden dirilme ve ceza gibi. Yahut da bu üç şeyin toplamına hak olarak itikat edip onları ikrar etmek ve gereği ile amel etmektir. Bu da cumhura, hadisçilere, mutezililere ve haricilere göredir. Binaenaleyh kim bunlardan yalnız itikadı ihlal ederse o münafıktır. Kim ikrarı ihlal ederse o kafirdir. Kim ameli ihlal ederse o fasıktır. Bunda da ittifak vardır. Haricilere göre de kafirdir, imandan çıkmıştır, mutezililere göre de küfre dahil değildir.
Sayfa 41 - 2/Bakara-3.âyet
İstiane (nesteiyn) yardım istemektir. O da ya zorunlu olur ya da zorunlu olmaz. Zorunlu olan, onsuz iş yapma mümkün olmayandır; mesela iş yapanın gücü, tasarımı, iş yapacağı alet ve maddeyi elde etmesi gibi. Bunlar toplanınca adamda güç vardır, denir ve mükellef olması doğru olur. Zorunlu olmayan da işi kolaylaştıran şeyi elde etmektir; mesela yolculukta yürümeye gücü yetenin binek temin etmesi gibi. İş yapana işi yaklaştıran ve onu o şeye teşvik eden de böyledir. Bu kısım teklif için esas değildir. Maksat bütün önemli işlerde veya ibadetleri yerine getirmede Allah'tan yardım istemektir.
Sayfa 25 - Fâtiha Sûresi
Fâtiha-i Şerîfe..
Ona Ümmü'l-Kur'an (Kur'an'ın Anası) adı verilir; çünkü onunla açılmış ve onunla başlamıştır; sanki onun aslı ve kaynağı gibidir. Bunun içindir ki ona Esas (temel) denilir, bir de o; Kur'an-ı Kerim'deki Allah Teala'ya övgüyü; emir ve yasağı ile ibadet etmeyi; vaat ve tehdidini yahut da nazari hikmetlerden ve amelî hükümlerden ibaret birtakım manalarını içine alır. Bunlar da insanı doğru yola götürür, mutlu kimselerin mertebelerini ve bedbaht insanların düştüğü kötü durumlarıni gösterir. Ona bu mülahazalardan dolayı Kenz (Hazine) Vafiye ve Kafiye (Yeterli) suresi de denir. Ona hamd, şükür, dua ve Allah'tan istemeyi öğreten sure de denir. Çünkü içinde bunlar da vardır. Namaz suresi de denilir, çünkü namazda okumak vacip ve müstehaptır. Ona Şafiye ve Şifa suresi de denilir; çünkü Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: O, bütün hastalıklara şifadır, demiştir. Ona Seb'ü'l-Mesani de denilir; çünkü ittifakla yedi ayettir. Ancak kimileri besmeleyi saymış, en'amte aleyhim'i saymamıştır; kimisi de bunun aksini söylemiştir. Mesanî (tekrarlanan) denilmesi de namazda tekrarlandığı yahut iki kere indiği içindir, Eğer o rivayet sahih ise bir kere namaz farz kılınırken Mekke'de, bir kerede de kıble değiştirilirken Medine'de inmiştir. Onun Mekki olması ise sahihtir. Çünkü Allah Teala: "Andolsun ki sana tekrarlanan yedi ayet indirdik" (Hicr: 87) demiştir ki bu da kesin olarak Mekke'de inmiştir.
Sayfa 16
Reklam
279 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.