Bir yakınını kaybedilince gönülde kırk mum yanar, insanın içini pişirir, ama her geçen gün bir mum söner, ta ki son muma kadar diyorlardı. O son mum hiç sönmez, ebediyen yanar, her sabah kalktığında içinde bir sıcaklık hissedersin diyorlardı.
Ne çok acı var. Zarifoğlu günlüğüne böyle başlıyor. Biz sadece acının ne çok olduğunu düşünüyoruz. Başka başka, çeşit çeşit acılar ne çok var diyebiliyoruz belki de. Allah’ım gerçekten çok acı var. Kadir abi de bu acıların bir çocuğu ne kadar yakabileceğini yazmış. Okurken kalbim kaldırmadı, hüngür hüngür bir çocuk gibi ağladım. Hatta çocuk oldum bir daha ağladım. Beş yaşına döndüm ve Allah’ım çok acı var diye bir daha ağladım.
Romanda birbirini sevmeyen ebeveynlerin acıyı çocuklara nasıl miras bırakacağını o kadar iyi işlemiş ki… Sorumsuz babalar, tek işi para kazanmak olan başka babalık duygusu bilmeyen kötü adamlar. Kızlarının, oğullarının kalbini rendeleye rendeleye sevgiye yer bırakmayan acımasızlar. Sorumsuz anneler, kendisi sevgi görmedi diye yavrusuna sevgi göstermekten aciz kadınlar. Evet, bunların hepsi bu romanda geçiyor. Okurken hepsinden bir kez daha iğrendim. Biz zavallı çocuklara acımayan anne babalar, gerçekten çok yazık… Bu roman okunmalı, okurken ağlanmalı, en sevdiğin birine hediye edilmeli. Hatta altını çizip hediye edilmeli ki nereden yara aldığını görsün. Acılarla yüzleşmek için çok iyi bir kitap. İyi (!) okumalar.
Not:
Kitabın sonunda altı gün de yazdım diye bir söz geçiyor. Kadir abi bunun sadece tabiri caizse Allah’a bir atıf olduğunu söyledi.
Evlat!
İnsan her zorluğa göğüs gerer, her dertle baş eder de, evlat acısı baş edilmesi zor bir acı. Küçücük, miniminnacık, serçe kadar can... "Serçeler'in ölümü" diyor ya.. Siz avcunuzda hiç serçe tuttunuz mu? Ben tuttum. Serçeler dokunduğunuzda tirtir titrer. Avcunuz kadar bile değildir serçeler.
Serçesini avcunda bile tutamayan bir baba okudum ben. 85 sayfalık pdf okudum. Durmadan yaşadıklarını anlatan bir baba... Ama nasıl anlatıyor? Betimlemeler, bazen küfürler saydırarak.
Evladını kaybetmiş baba dedim değil mi? Ama "Serçeler'in ölümü" diyor yazar. Kim onlar? Bunu da kitabı okuyarak öğrenin isterim.
Kitapda bir konu dikkatimi çekti. Hani bir söz vardır: "Kul sıkışmadan Hızır yetişmezmiş." Burada diyor ki; "Neden zamanında çağırmadın? Sen çağırdın ben geldim." Zamanında dua edelim. Yıkıp dökmeden, her şeyi bitirdikten sonra değil!
Kitabı bana tavsiye ettiğiniz için teşekkür ederim @Siyahbeya_z . Pdf için de ayrıca teşekkür ederim.
Keyifli okumalar...
Her yürekteki Mecnun aynı değil ki Leyla aynı olsun. Sevginin insandaki tesirleridir ; umut, hayal kırıklıkları, aldanışlar,vuslat.. Kadir Daniş , Belki de Yanlış Bir Leyla öykü kitabında insanların içindeki kötülükleri , umudu ve hayal kırıklıklarını irdeliyor. Kendine has üslubu ile sarıp sarmalıyor okuyucusunu. Öykü yazmak kalem yiğitliği ister, dil zenginliği ister . Yazarımız karakterlerine kaleminin zarafetini dokundurmuş. Öykülerinde kıssadan hisse düşürmüş payımıza , payımızı aldık heybemize koyduk. Vesselam ...