Saklıköy; zeytinlikleri, meyve ağaçları, alabalıklarla dolu tertemiz deresi, masmavi denizi, asırlık çam ormanlarıyla dolu tepeleri, koyları, taş evleri, insanları ile cennetten bir köşe adeta. Ancak şehir tüm huzursuzluğu; beton yapıları, egzoz kokuları, gürültüsü,trafiği, kalabalığı, samimiyetsizliği, ile tüm güzel şeyleri yok ederek yaklaşıyor!
Eser basit bir dille anlaşılır şekilde yazılmış. Çocuk ve genç okurlara dili ve anlatımı itibari ile daha çok hitap ettiğini düşünüyorum. Çocuklarımıza çevre bilinci ve doğa sevgisi kazandırmak, tüketim hırsının her şeyi yok etmeye kararlı göründüğü şu günlerde her zamankinden daha da önem kazandı. Cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz ve ülkemizin ormanı, köyü, sahili, tarımı; tarihi ve doğal mirası betonla örülü şehirlerden çok daha değerli ve herkesçe de öyle olmak zorunda. Yoksa kaybedeceğimiz şey çok büyük olacak. Böyle önemli konularda hele ki geleceğimizi değiştirecek çocuklarımız ve gençlerimize hitap eden eserlerin daha da fazla yazılması dileğiyle.