Bu ilk inceleme yazım olacak . Neden bu şiir kitabı için inceleme yapmak istedim? Aşinası olduğum şairler dışında, ilk defa bir şiir kitabını rastgele aldım kitap dükkanından . Şimdi iyi ki aldım ve bu satırlarla tanıştım diyorum . Enine boyuna , diline üslubuna yorum yapmak istemiyorum. Gece tüm sessizliğiyle sizin olunca , kahve eşliğinde her bir şiir sonrası illa sizi ele geçiren o mısrayla dalıp gideceğiniz bir kitap olduğuna inanıyorum . En beğendiğim şiiri ‘ Kül’ oldu . Batık gemi , çürük su , ölü zaman … bu mısra ise ayrı bir ruh hali katıyor . Umarım keyif alırsınız aynı şekilde
Yaşamak işleyen bir yaradır benim yüzümde.
Yüzümde hüzün artıkları ve kül.
Bana hangi yangınlardan geçtin diye sorma .
Sorma son durağın ne, sılan nere.
Hem , değil mi ki aşklar da birer gurbettir bende
Bende acıyı aşklar ve mahsun çocuklar emzirir .
Ben böyle giderim gidersem ölüme bu kentte :
Yüzünde hüzün artıkları ve kül.
Bu kentte insan çünkü ölünce sevilir.
Ben ki hiçbir yerdeyim. Ben ki
-Batık gemi çürük su ölü zaman!- Hepsiyim
Ateşe verilmiş sözcüklerdeyim .
Yanan o sözcüklerin yalımından
kendi cehennemini var eden
kendini önce kendinden sürgün edenim.
Bu vakitlerde -ki akşamdır-
Kendine uzar gölgeler
Aşk yanıltır.
Ağır bir keder eklenir güne ,
Billur bir akarsu
Kendi kendini kirletir .
Bu vakitlerde -ki akşamdır -
Gidecek yerin yoktur ,
her yer birbirine benzer .
Bir muammadır hayat , sorguladıkça kapanır önünde durmadan
Durmadan ağır alnını göğüne
Kar ayazı bir karanlık
araladığın her kapıdan .