Kang Yi-eul Gönderileri
Kang Yi-eul kitaplarını, Kang Yi-eul sözleri ve alıntılarını, Kang Yi-eul yazarlarını, Kang Yi-eul yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''… Benim gördüklerimi senin de görmeni isterim… Durduğum pencerenin önünde sen durabilsen, benim yattığım yatağa sen yatıp benim okuduğum kitapları sen okuyabilsen, en azından böyle beraber olabilsek. Öyle olabilsek… Bu şekilde beraber olduğumuzu varsayalım. Öyle olabilsek… Diğer âşıklar gibi mutlu olduğumuzu varsayalım…''
Sayfa 272 - Olimpos Yayınları
''…
Ra Im hiçbir şey olmamış gibi neşeyle sordu. ‘Meşgul müsün?’
‘Hayır. Nerdesin? Az önce aradım ama telefonunu açmadın.’
Joo Won o anda yeni açılan mağazayı dolaşıyordu.
‘Çekimdeydim… Gece çekimi, gündüz çekimi neredeyse bir arada olduğu için telefona bakamazsam bana kızma.’
‘Yine yalan söylemiyorsun, değil mi? Yanında biri varsa telefonu ona ver.’
Ra Im zorla neşeli konuştu. ‘Yalan söylemiyorum. Şimdi kısa süreliğine zor vakit bulup aradım, uzun konuşamam. Bu yüzden hemen konuya gireceğim. Gerçekten benim için mucize gerçekleşti. Elemeleri geçtim.’
‘Öyle mi? Geçtin mi? Senden de bu beklenirdi. Harikasın, harika! O harika kadın, benim kadınım.’
…''
Sayfa 251 - Olimpos Yayınları
''…
‘Öyleyse sonuç olarak benim hatırlamam gerekiyor, öyle mi?’
‘Neden ısrarla hatırlamak istiyorsun? Herkes, her gün bir şeyleri unutarak yaşıyor. Sen de bu şekilde yaşıyorsun.’
‘Böyle düşünürsek, söylediklerin doğru ama bir şeyi, çok değerli bir şeyimi kaybetmişim gibi hissediyorum.’
‘Değerli bir şey mi?’
‘Tam olarak ne olduğunu bilmiyorum. Sadece öyle olduğunu hissediyorum.’
…''
Olimpos Yayınları
''…
… Ra Im’in evine gittiler. Joo Won, Ra Im’den önce eve girip ışıkları açtı.
‘Sen neden giriyorsun?’
Ra Im, Joo Won’a yan yan baktı. Joo Won, Ra Im’i duvara doğru itekledi.
‘Seni kapının önünden bırakıp gitmek için mi geldim? Kapının önünde bana sırt mı çeviriyorsun? Şimdi söyleyeceklerimi iyi dinle… Ben sevgililerin birbirlerine karışmayıp karşılıklı güvenmeleri gibi şeylerden nefret ederim… Garip bir şeyler yaptın, kalbimi çaldın… İyi şeyler yaptığını düşünüp bir de sert sert bakıyorsun!’
‘Nasıl olur da böyle bir senaryo uydurursun?’
‘Böyle bir senaryo yazabilecek yeteneğime minnettar olmalısın. Öyle olmasaydı, gözüme bu kadar güzel görünemezdin… Gil Ra Im, gözlerin çok güzel. Acaba yarın neren güzel olacak?..’
…''
Sayfa 238 - Olimpos Yayınları
''…
‘… Buraya neden geldin?’
‘Sen burada olduğun için geldim. Görmek isteyen gelmeli. Şöyle bir uğradım. Seni gördüğüme göre gidebilirim…’
…''
Sayfa 229 - Olimpos Yayınları
''… Son zamanlarda, hayatımı yanlış yaşamışım gibi hissediyorum…''
Olimpos Yayınları
''…
İkisi… karla kaplı alanda koştular… Cennetin herhangi bir yerinde, bütün hareketleri uyum içinde olan bir çift gibiydiler. Kar taneleri ikisinin de saçını bembeyaz yapmıştı.
‘Çok zor, çok yoruldum.’
‘… çok havalıydın! Nasıl bu kadar çabuk öğrenebildin?’
Ra Im omuz silkti. ‘Cilve mi yapıyorsun ya da onun gibi bir şey mi bu?’
‘Gerçekten çok iyi yaptığın için söyledim. Böyle giderse gerçekten mucize gibi elemeleri geçeceksin.’
‘Başka mucizeye gerek var mı? Mucize çoktan gerçekleşti…’
‘… Ben bu dünyada kıskanılacak hiçbir şeyi olmayan Kim Joo Won adındaki bir adamın, peşinde koştuğu kızım!’
‘Şuna bak, şuna. Sana nasıl âşık olmam!’
…''
Sayfa 195 - Olimpos Yayınları
''…
‘Ne yapıyorsun?’
‘Birlikte yaşayacağız. Daha önce konuşmuştuk ya. Kolum uyuştu, masaj yap... Yatak bir tane olduğu için beraber kullanacağız.’
‘Delirdin mi?’
‘O zaman elemelere katılmam. Banyo da bir tane. Onu da beraber kullanalım.’
‘Şimdi gerçekten döveceğim!’
‘O zaman elemelere katılmam.’
‘Ölmek mi istiyorsun?’
‘Seni artık işe de göndermeyeceğim. Sekreter Kim’e mail gönderdim. Yarından itibaren toplantıları evde yapacağım. Çünkü senin tek başına halledebileceğin toplantılar değil. Bu yüzden artık 24 saat beraber olacağız. Keşke daha önceden böyle yapsaydık. Neden düşünemedim ki?..’
…''
Olimpos Yayınları
''…
‘Peki, o zaman şimdi ne yapacaksınız? Birbirinizi görmeye devam mı edeceksiniz?’
‘Hayır, sadece görüşmeyeceğiz. Beraber yaşayacağız.’
Ortalığı gergin bir heyecan kapladı. Moon Boon-Hong Hanımefendi, Ra I’m’in bu tahmin bile edilemeyecek sözlerine şaşırmıştı.
‘Oğlunuzdan ayrılamam. Bunların hepsi, oğlunuz için. Bu durumda ayrılırsak, oğlunuz aşk hastalığı yüzünden ölebilir.’
‘Ne? Aşk hastalığı mı?’
‘… bizimle uğraşmayın. İkimizin görüşmesine katlanamıyorsanız, yurt dışına gidip orada yaşarız…’
Moon Boon-Hong Hanımefendi, sinirlenerek boynunun arkasını tuttu.
‘Ki-Kim Joo Won! Neden öylece duruyorsun? Onun dedikleri hakkında ne düşünüyorsun?’
Joo Won, sert bir şekilde konuştu.
‘Doğru söylediğini düşünüyorum. Ben artık ona inanmayı istiyorum.’
…''
Sayfa 172 - Olimpos Yayınları