“Osmanlı İmparatorluğu’nda devlet güçlüydü çünkü hem eşkıyaların yıkıcılık potansiyeli taşıyan faaliyetlerinin önünü kesebiliyor, hem de bu faaliyetleri, önemli hale geldiklerinde, kendi yararına kullanabiliyordu.”
“Osmanlı’da köylü isyanlarının çıkması muhtemel değildi. İsyanların görece az oluşu, devletin tüm toplumsal sınıflara boyun eğdirebilmesinin ve kırsal çerçevede kolayca iletişim kurup örgütlenmeyi engelleyen toplumsal yapının sonucuydu.”
“Devlet ülkeler arası düzeyde savaş olduğu zamanlarda eşkıyaları kendi kadrolarına dahil ediyor, barış tesis edildiğinde ise eşkıyalığın başını ezme yoluna gidiyordu.”
“Eşkıyalar zaman zaman devlet için tehlike teşkil etmedi değil; denetimleri altında çok sayıda sekban olduğu için tehlikeli olabiliyorlardı. Ancak devlet hiçbir zaman tam olarak çözülemediği ve eşkıyalar devleti yıkmak için ciddi bir girişimde bulunmadığı için gerçek bir tehdit haline gelemediler.”
"Osmanlı Devleti 17.yüzyıl boyunca, büyük sekban gruplarının başındaki eşkıya reislerinin taleplerini içerebilmek için sık sık siyasi anlaşmalar yapma ve merkezle bütünleştirme yöntemlerine başvurdu."
"Celalilerin genelde Osmanlı hanedanını devirmek gibi bir kaygısı olmadığı aşikâr. Devlet kurma potansiyeli taşıyan tek celali lideri Kuzey Suriyeli Canboladoğlu Ali Paşa idi."