Karl Kraus, Avusturyalı yazar (Jicin, Bohemya, 1874 – Viyana 1936). 1899’da Die Fackel (Meşale) dergisini kurdu, 1912’den sonra dergiyi tek başına çıkardı. Ayrıca dokuz şiir kitabı, tiyatro oyunları ve çeviriler bıraktı. Çok sayıda ve çok yoğun yapıtlarında her şeyden önce Viplumunun yanlış davranışlarına, Avusturya siyasetine ve Alman edebiyatçılarına çattı (Die chinesische Mauer, 1910; Traumtheater, 1924; Literatur und Lüge, 1929; Die Sprache, 1938).
Karl Kraus'un sıradışı deyişlerinin yer aldığı eser, okuma listelerinde yer almayı hakediyor. Kraus tam bir kadın gözlemcisi, kadınları tanıyor olmayı ise övünçle sahipleniyor. Uzun yıllar ilişkileri de gözlemlemiş olmalı ki, ilişkilerin karakutusu olarak nitelendirilebilecek bilgileri de eserinde paylaşmış. Bunun dışında Kraus'un bir deyişinde Nietzsche'ye yaptığı atıftan Nihilist olduğu ve üstinsan felsefesini benimsediği de söylenebilir. Zaten ahlakla alakalı deyişleri de bunun sağlamasını yapıyor diyebiliriz. Kraus, çokeşlilik taraftarı ve aile kurumuna kesinlikle saygı duymuyor. Nihilist görüşünden dolayı mı yoksa iflah olmaz bir çapkın oluşundan mı bilinmez...Keyifli okumalar dilerim