Katherine Arden, Winternight üçlemesiyle tanınan Amerikalı bir romancıdır. Arden Austin'de doğdu ve şu anda Vermont'da yaşıyor. Vermont'a dönmeden önce liseden sonra bir yılını Moskova'da geçirdi. 2011'de Rusça ve Fransızca bilen Middlebury College'da okudu
"Sadece erkek çocukları ve aptallar cesaret denince ilk sırada erkeklerin geldiğini düşünür. Hâlbuki çocuk doğuran ve dünyaya hayatı getiren, kadınlar..."
-Peder Sergey
"Bir ölümsüz, geçen günlerini saymanın nasıl bir şey olduğunu nereden bilebilir ki? Ama ben o yanımdayken saatlerin geçtiğini hissedebiliyorum."
- Morozko (Vasya için)
Dan Brown un bütün kitaplarını aldığımdan onları da okumam gerek,
Labirent: Deli Sarayından ödüm kopuyo ama hemen okumazsam seriyi unutacağım için okumam lazım, Percy Jacksonın yan kitapları hala duruyo, asoiafı çok gözümde büyüttüm cesaretim yok devam etmeye, yaz geldi o yüzden
Dune çok boğucu gelir ona da devam edemem, Allah izin verirse
J. R. R. Tolkien e de en baştan giriş yapıcam (tatil hiç yaramadı ne yapacağımı şaşırdım bi miktar)
Bir Kış Gecesi Masalı
Rüzgârların soğuk estiği ve yılın birçok ayı karın yağdığı kuzey Rusya'nın vahşi doğasının kenarındaki bir köyde, yaşlı bir hizmetçi, ailenin çocuklarına büyücülük, folklor ve Kış Kralı hakkında hikayeler anlatır. eski büyü kilise tarafından hoş karşılanmaz.
Ancak genç, vahşi Vasya için bunlar sadece hikayelerden çok daha fazlası. Sadece o evini koruyan ev ruhlarını görebilir ve ormanda büyüyen kara büyü güçlerini hissedebilir. . .
Atmosferik ve büyüleyici, özünde sürükleyici bir macera olan Ayı ve Bülbül kesinlikle tavsiyemdir. Beni daha ilk kitapta içine çekmeyi başardı. Serinin diğer kitaplarını epey merak ettirdi.
Cadı’nın Kışı için milyon tane alıntım var. Hepsini hikâyemde paylaşacağım.
Kitabın konusundan bahsetmeyeceğim artık zaten geldik final kitabına.
Ben iki ay önce okudum biliyorsunuz. Tek kelimeyle MUH-TE-ŞEM-Dİ!
Kesinlikle serinin açık ara en iyi kitabıydı. Diğerlerinin de çok iyi olduğunu düşünürsek nasıl harika olduğuna siz karar verin.
Bu kitap bana tüm duyguları yaşattı. Sevgi, nefret, aşk… Yetmedi aksiyon ve heyecanla okurken hissettiklerimi beşe katladı.
Vasya, benim okuduğum en muhteşem kadın karakter. Erkek egemenliği altında olan bir ülke de üstelik kadınların söz hakkı bile olmadığı bir yerde Vasya’nın parlamasını tüylerim diken diken olarak okudum.
Küçük ama güçlü kadın karakter olarak adını altın harflerle kalbime yazdırdı Vasya…
Öyle buruk sahneler vardı ki… valla içim çıktı.
Bazı sahneler ağlattı, bazı sahneler sinirden kudurttu ve bazıları da tam anlamıyla beklediğimi verdi.
Bir-iki karakter vardı ki yemin ederim biri elime bir bidon benzin ve bir tane çakmak verse de şunları yaksam diye delirdim. İsim vermeyeceğim spoiler olmasın diye ama siz okuyunca zaten anlayacaksınız.
Şimdi gelelim hamam sahnesine. Aynı benzin ve çakmağı burada da kullanın çünkü Morozko yaktı, yıktı, alev aldık.
Tüm seri boyunca beklediğim anları 3.kitapta doya doya yaşadım valla ben senden razıyım Kış Kralı ️ Vasya’da razıdır.
Her kitapta muhteşemliğe doğru evrilen, her bakımdan sonuna kadar beni doyuran harika bir seriydi.
Hala okumadıysanız, kesinlikle tavsiyemdir canımlar.
Su gibi akıp giden Kuledeki Kız yorumuyla geldim.
İlk kitap hepimize biraz karışık gelmişti. İçerisinde Rus kültürüne ait bir çok terim vardı. Fantastik kurgularda hiç görmedeğimiz, daha önce hiç duymadığımız isimlerde yaratıklar okuduk. Bir de karakterlerin birbirlerine taktığı lakaplar işin içine girince zorlandık ama adapte olunca da aşırı sevdik.
Ayı ve Bülbül güzel alın, okuyun demiştim. Kuledeki Kız, benim için ilk kitabı beşe katladı.
O kadar güzeldi... Her sayfa aksiyon, heyecan ve deli gibi merakla geçiyor. Bu sefer kurguya aşina olunca öyle bir akıp gidiyor ki anlatamam. Zaten Vasya’nın çocukluğundan çıkınca cidden artık bambaşka bir şeye dönüşüyor.
Morozko, Vasya, Vasya’nın abisi ve ablası gibi daha bir çok karakterin bakış açısından okuduğumuz sahneler var. Hikaye o kadar hareketli ki sizi peşinden sürükleyerek götürüyor.
Vasya artık çocuk değil. Ve artık işin o kısmı geride kalınca, ciddi anlamda harika bir şeye dönüştü.
Morozka hakkında gizemli şeyler öğreniyoruz. Bu kitapta az olsada kilit noktalarda her daim ortaya çıkması çok heyecanlıydı. Ayrıca Vasya’nın her şeye rağmen bu kadar güçlü, kendisi ve sevdikleri için dik durması beni çok etkiledi.
Ölümsüz Kış Kralı’na da aşık olmadık demeyiz artık.
Büyük olaylar oldu. Büyük şeyler yaşandı ve kalbimi sızlatan bir çok sahne oldu. Vasya benim hiç unutamayacağım bir karakter olacak.
Morozko ve Vasya arasında olacakları artık daha bir merakla bekliyorum.
İlk kitabı okuyup sevdiyseniz bu kitap çok daha fazlası…