"Kassam Tuğayları'nın ardında İran vardır." "Hamas İran'ın haberi olmadan hareket etmez." "Hangi İslam ülkesine sordun, gücün yoksa neden kalkıştın" gibi cümleler kurarak gerçek dışı beyanlarda bulunanlar iddianızı ispatlamazsanız en büyük müfterisiniz.
Adınız, cemaatiniz, titriniz, vasfınız, kimliğiniz, inancınız, kavminiz ne olursa olsun kalleş İran rejimini bahane ederek cihadı gölgeleyemezsiniz.
Siyonist zulme karşı çıkar gibi Filistin cihad ve mücahitlerini eleştiremezsiniz.
75 yıldır İsrail, 100 yıldır İngiliz Yahudi zulmüne siz direnmediniz? Sizin derdiniz Hamas'ın İhvan kökenli oluşu... Asıl hazmedemediğiniz şey bu. Bunu söylemek yerine İran'ı bahane ediyorsunuz. Kaçak güreşiyorsunuz!
"Filistinlilere neden birlik değilsiniz" diye soranlar, siz birlik misiniz? İşinize geldi mi "Ümmetimin ihtilafı rahmettir" Hadis-i Şerifini okursunuz. İşinize gelmedi mi kör-sağır kesilirsiniz.
Biraz samimi ve Müslümanlardan yana olun ve fitne çıkarmayın. Siyonizmin ekmeğine yağ sürmeyin.
Hamas'a, Kassam Tuğayları'na, İslâmî Cihad'a, El-Fetih'e ve diğer gruplara yönelik eleştirileriniz varsa ve Müslümanlardan tarafsanız susun ve eleştirilerinizi savaş sonrasına saklayın. Böyle yapmayanların üstüne kalın bir çizgi çekerek bir daha asla şahsen muhatap almayacağım.
|
Obezite sıralamasında Türkiye ve bazı Müslüman ülkelerin ilk sıralarda yer alması, Müslümanların İslam'la aralarındaki ilişkiyi bir kez daha gözden geçirmesini gerekli kılıyor.
''Kassam Tugayları'nın arkasında İran vardır.'' ''Hamas, İran'ın haberi olmadan hareket etmez.'' ''Hangi İslam ülkesine sordun, gücün yoksa neden kalkıştın'' gibi cümleler kurarak gerçek dışı beyanlarda bulunanlar iddianızı ispatlamazsanız en büyük müfterisiniz.
Adınız, cemaatiniz, titriniz, vasfınız, kimliğiniz, inancınız, kavminiz ne olursa olsun kalleş İran rejimini bahane ederek cihadı gölgeleyemezsiniz.
İki kıyı gibiyiz karşılıklı,
hem ayırır bizi hem bağlar birbirimize
aramızda akan ırmak.
İki tarih sayfası gibiyiz art arda
birinde başlayan cümlenin sonu
ötekinde düğümlenir ancak.
Yürüdükçe öğreniyorum ayaklarımızın da konuştuğunu
yürüdükçe sorular sorduğunu, yankılar bıraktığını ardında
öğreniyorum gök ne uçsuz bucaksız,
ne göründüğü kadar mavi
bulut değil rüzgârın taşıdığı bir tek,
vakti gösteren saat değil
yürüdükçe öğreniyorum, kendiliğinden ışımıyor sabah bile
Söylendiği yerde kalmıyor söz, durmadan ilerliyor alevi
- içinde bir yürek varsa bir sözün,
içinde bir alev varsa yüreğin -
bir alan bir başka alanın, bir kent bir başka kentin
yürüdükçe katıyor sınırlarına kendi sabırsız genişliğini
Yürüdükçe öğreniyorum, elimize neyi alırsak alalım
- bir somun parçası, aşınmış bir çift ayakkabı, bir bayrak -
yeni bir dili konuşuyor tutup kaldırdıkça havaya
öğreniyorum bir kıvılcıma yol verdiğini parmaklarımızın
neyi tutarsak tutalım ellerimizin her biri bir şalter