1965 yılında İstanbul'da doğdu. Bir kız babasıdır. İlk ve orta öğrenimini İstanbul'da bitirdikten sonra yüksek öğrenimini Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Türk Halk Bilimi (FOLKLOR) Ana Bilim Dalı'nda tamamladı. Halen özel bir okulda ekoloji öğretmenliği yapmaktadır. Edebiyat Defteri adlı internet sitesinde günün seçkisi de olan "Mucize" ve "Esmer Kız" adlı öyküleri yer aldı. Türk Kültürü ve Halk Bilimi konularında Gelenek Göreneklerimiz, Düğün Görevlileri, Halk Danslarımız adlı Makaleleri Folklor-Halk Bilimi Dergisi'nde yayınlandı...
İnsan ne kadar gaddar olabiliyormuş. Başka insanların emekleri ile yaptıkları şeyleri bu kadar kolay yok etme hakkını kim vermişti onlara! Bu insanları bu kadar gözü dönmüş canavarlara kim dönüştürmüştü?
Kim bilir kaç Elefteria var yeryüzünde? Yaşamı birbirlerinin iki dudağından çıkan sözlerle karartılmış, umutları söndürülmüş, hayalleri bile olmayan varlıklara dönüştürülmüş.
Bazı insanların içinde kötülük yaşarmış ama o yaşayan kötülük her zaman dışarı çıkmaz, kendini gizlermiş insanlardan. Bir fırsatını bulunca da dışarı çıkar, masum falan dinlemeden edermiş edeceğini.
Aylardır rafınızda duran bir kitap vardır. Hadi biraz okuyayım da uykum gelsin dediğiniz olur. Ve o kitabı alırsınız ama bırakamazsınız. Beni uykusuz bıraktın, ağlattın
6 -7 Eylül 1955, bu toprakların gördüğü belki de en acı günlerden biri. Ellerinde kazma, balta ve sopalarla sokaklara dökülen binlerce kişi Rumlara ait ev ve işyerlerini yakıp yıkmış, tecavüz ve darp olayları yaşanmıştı.Resmi kaynaklara göre 4 bin 214 ev, 1.004 işyeri, 73 kilise, 1 sinagog, 2 manastır, 26 okul tahrip edildi. Tabi bunlar resmi
Takvimler 6 ve 7 Eylül 1955 'i gösterirken, demokrasi tarihimize kara bir leke gibi sürülecek olan, topraklarımızda cereyan etmiş, tarihin en büyük utanç günlerinden birine evsahipliği yapacaktık...
Bir yandan iktidardaki Demokrat Parti ve Menderes Hükümetinin günden güne batağa saplanması, diğer yandan yavru vatan Kıbrıs'ta başgösteren
Ben Bir Yalan Uydurdum kitabının yorumuyla sizlerleyim. Kemal Bey'e bu kitabı için çok teşekkür.
Kumanyalılar adında bir devletten bahsedilmektedir kitapta. Yersen şehrin de yaşayan insanların yalanları ve Kumanya Devletinin devlet adamı yani Şef'inden bahsedilmektedir.
Farklı kurgusuyla bize Aziz Nesin'in tekniğiyle yepyeni bir eserle karşılaşmaktayız.
Bana bir Ütopya'dan bahsettiği izlenimi verdiğüni de söyleyebilirim. Kitabın sonunda Edebiyat tarihimizde rastlanılmayan bir teknik ilk defa kullanılmıştır. Kesinlikle okunmanızı tavsiye ederim dostlarım. Kitapla kalın dostlar
#kitaptanalıntıları
Bu kadar basit yalanlara nasıl oluyor da inanıyorlar diye düşünürdü hep. Ama ülke yıllardır yalan üzerine inşa edilen haberleri okuyup dinliyordu.
"Eğer yalan söylemişse bunun mutlaka büyük ve önemli bir nedeni vardır. Ona da bizim aklımız ermez," derdi.
"Ne demişler, bardağın hep dolu tarafını göreceksiniz. Bardağın dolu tarafını gören de başarılı olur, biz onu taktir ederiz," dedi.
#kitapyorumu #okudumbitti #kitaptanalıntıları #arkakapak #benbiryalanuydurdum #kemalyılmaz #yeniinsanyayınevi #sayfa184