“Oysa asıl önemli olan insanoğlunun hâllerini tanımaktı; en iyi ve en kötü arasında o hızlı geliş gidişlerini neden yaptığını anlayabilmek, egosunu yüceltmek için ne kadar vahşileşebileceğini görmek, beğenilme duygusunu tatmin ederken büründüğü zavallı hâlini tanımak ve iktidarın orgazmını yaşamak için yapabileceklerinin sınırsızlığını bilmek, biyolojik yapılarından çok daha önemliydi. Ancak o vakit ortak bir dil oluşuyor, birbirini tanımayan yabancılar olarak kalmaktan kurtuluyorduk.”
“Hikâyeler belleğimizden fışkıran, hepimizde aynı hâlleri oluşturan, bizi biz yapan, insani yanımıza seslenen şarkılardır. Onları okumak gerekir. Tanrı bile insanlara kitapla seslendi; kitabında insan hikâyelerini anlattı ve ilk sözü ‘Oku’ oldu.”