Kerem Sarıkaya

Çöküntü author
Author
10.0/10
2 People
7
Reads
1
Likes
367
Views

About

Readers

1 readers liked.
7 readers read.
2 readers will read.
Reklam

Quotes

See All
İnsanın Körleşmesi
Kimse kendine ait değil. Herkes aynı. Fark ettin mi bilmiyorum ama etrafımıza bir bak. Herkes birbirinin kopyasının kopyası. Herkes aynı yemeği yiyor, aynı kıyafeti giyiyor. Herkes aynı konuları konuşuyor. Hareketleri ve duruşları aynı olan bu toplum sana da saçma gelmiyor mu? Farklı olanı neden kabul edemiyoruz? Fikirleri doğru ya da yanlış olan o meczup insanı, o farklı insanı neden kabul etmiyoruz. Neden herkes aynı olmak zorunda, neden ben veya sen aynı giyinmek, aynı hareket etmez zorundayız? Öbek öbek aynılaşmış bu zihniyete dur dememiz gerekmez mi? Doğduktan sonra insanların birbirlerine benzemesi için kim çaba gösteriyor? Kim olduğumuzu veya hangi karakterde baskın olduğumuzu neden kimse sorgulamıyor?
RUH TİKSİNTİSİ
Yaptığım belki de hayatımdaki en cesur şeylerden birisiydi. Bilmediğim bir yerde soru sormadan ne denilirse yapıyordum. Bu, kendime meydan okuduğum bir düelloydu. Yaptıklarımın ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğunu düşünmeden bir meczup misali devam ettiriyordum. Sorgulamak yasaktı. Aslında evrende sorgulamak sanki suçtu. Fikir ve düşünce sanki tamamen ortadan kalkmıştı. Kimse kimseye sorular sormuyor, hiçbir şeyi merak edip araştırmıyordu. Ne garip bir yaşam ve ne garip bir insanoğluyduk. Belki de en büyük sorunumuz duygularımıza yenik düşmemizdi. En sorunlu zaafımız buydu belki de… Duygularımıza ve bizi etkileyen şeylere kendimizi kaptırıp gerçekliği, doğruluğu, mutlaklığı göremiyoruz. Zihnimizde buna asla yer vermiyoruz. Mutlak gerçek var mı yok mu onu dahi bilmiyoruz. Ve her şeyi duygulara bağdaştırıp “EVET, DOĞRU OLAN BU ÇÜNKÜ BENİM DUYGUM, BENİM İÇİMDEKİ RUH BUNU İSTİYOR.” diyoruz. Hatalardan ve zaaflardan ibaretiz belki de. Belki mutlak gerçeği bir yerlerde bulmaya çalışıyoruz.
Sayfa 217Kitabı okudu
Reklam
İnsanın Körleşmesi
Mutlak doğruyu ve yanlışı görmemeye, gerçek olan aidiyet duygumuzu unutmaya başlarız. Gerçek güzelliği, DOĞAYI unuturuz. Gerçek dostluğu, AİLEMİZİ görmezden geliriz. Gerçek sevgiyi, KENDİMİZİ kaybederiz. Gerçek sadakati, BABAYI VE ANNEYİ yok ederiz. Bir şey peşinde koşar dururuz ama bu şeyin ne olduğunu asla bulamayız. Bu şeyin bize ne kattığını asla ama asla öğrenemeyiz. Bir doğru var deriz ve o doğru bizim doğrumuz mu yoksa inandığımız mücadelenin doğrusu işte onu bilemeyiz. Korkulu bir kabus gibi tekrar eder dururuz.
Geçmişe bağlı kalmak ne kadar zor, ne kadar kolay! Duyguları yaşayabilen ve bunları kendinden uzaklaştırmak yerine onları içine alıp yaşayabilen nadir insanlardansın galiba!
Sayfa 133Kitabı okudu

Updates

See All
Henüz kayıt yok

Comments and Reviews

See All
Reklam
134 syf.
·
Not rated
·
Read in 32 hours
İlk kitabıyla okuyucuyla buluşan genç yazar Kerem Sarıkaya'nın "Çöküntü " kitabıyla devam ediyorum... Konusuna gelecek olursam ailesiyle özellikle de babasıyla sorunları olan ana karakterimiz Kaan, yazar olmak istemektedir ve bu fikrinin kabul görmemesi umursanmaması onu sinirli sorunlu bir kişilik haline dönüştürür. İş yeriyle de sorunlar yaşayıp işten kovulması babasıyla arasındaki ipleri tamamen koparır. Tesadüfen karşısına çıkan eski iş arkadaşı Zeliha ve diğer kişiler Kaan için yeni yollar açar kendini bulma yolcuğu başlar. Rüya alemi ve gerçek alem arasında bağlantı kurup farklı bir olay örgüsü oluşturan yazar kitabın sonunu da okuyucunun hayal gücüne bırakıyor. Yeni bir kalem tanıyıp, bir gencin arayış hikayesine tanık olmak isterseniz kitaba şans verebilirsiniz...
Çöküntü
ÇöküntüKerem Sarıkaya · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 20225 okunma
134 syf.
10/10 puan verdi
Bu kitap kaybettiğini ruhunun ve benliğinin peşinden elinde hayatının ve rüyalarının yazılı olduğu bir defter ile koşarken bilinçaltının Kaan'a oynadığı oyunların hikayesi.. Kaan hayallerinin ne olduğuna karar veremeden babasının ruhsal ve fiziksel baskıları sonucu onunla birlikte fabrikada çalışan bir gençtir. Orada yaşadığı bir tartisma
Çöküntü
ÇöküntüKerem Sarıkaya · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 20225 okunma