"Ben hep umudun kişinin çabasına bağlı olduğuna inanırdım. Hayalleri unut. Parayı da... Umut dışında her şeyi unut gitsin. Hayat şartları ne olursa olsun umudun varsa mutluluğu bulabilirsin."
Sadece görmek istediklerimizi görürüz. İnsanlarda, aşkta, hayatta...
Görmek istediklerimiz bir seçimdir ve dünyaya ne verirsek karşılığında onu alırız. Ancak büründüğumüz kıyafetlerden ve taktığımız maskelerden sıyrılırsak gerçek ruhumuzu ortaya koyabiliriz.
İki farklı zaman, iki farklı kadın...
İkisi de hikayesinde güçlü, cesur ve kararlı olmanın peşinde ..
İkisinin ortak noktası ise bir sirk...
.
Hayatlarının akışında savrulurken hayalleri için çabalayan, kalplerindeki tutkulara kulak veren kadınlar.
Konunun merkezine kadını alan @arkadya_kitap lara bayılıyorum.
Yine etkileyici bir kitaptı, sürükleyici ve merak uyandırıcı. Biraz sakin ilerliyor.
Tek eksik şu ki ben çoook daha harika Arkadya kitapları okuduğum için tam not vermeye gönlüm razı olmaz.
.
Kitap bittiğinde yüzümde tatlı bir gülümseme ve bir düşünce bıraktı.
"Biz ne kadar hayallerimizi yaşıyor veya hayallerimizi yaşamak için çabalıyoruz dersiniz?"
.
Tavsiye ederim
Geçmiş ve günümüzün muhteşem harmanlanışıyla klasik bir Arkadya Yayınları kitabıydı...
Sanat galerisi sahibi Sera James, çocukluğunda görmüş olduğu keman virtüözünü tasvir eden bir tabloyu aramaktadır. Uzun araştırmaları Sera'yı William'a yönlendirir ve birlikte çalışmaya başlarlar.
Mavi gözlü, güzel keman virtüözü Adele Von Bron... Bir Nazi subayının kızı. Adele ve sevgilisi Vladimir Yahudilerin kaçmalarına yardım etmek için hayatını riske atar. İkisi de kendilerini bir Nazi kampında bulur. Birbirlerinin yaşadığından habersiz olsalar da iki sevgili yaşam mücadelesini kazanmak için elinden geleni yapacaktır.
Savaşı, umudu, fedakarlığı, inancı, aşkı ve müziği hissettirebilen bu kitabı kesinlikle tavsiye ederim. Keyifli okumalar...
Kelebek ile KemanKristy Cambron · Arkadya Yayınları · 2017574 okunma
Yeni sanat galerisinin açılışı ve bir peri masalını aratmayan düğününün ardından Sera James, büyüleyici bir hayat sürmeye başlar. Ancak William Hanover 'ın işlemediği bir suç yüzünden tutuklanmasıyla peri masalı kabusa döner. Sera ve William korku ve endişe savaşını verirken, Sera aşık olduğu adamın gerçekte kim olduğunu sorgulayacak, aradığı yanıtları ise geçmişte bulacaktır.
Kaja Makovsky, 1939 yılında yarı yahudi ailesini geride bırakarak nazi işgali altında olan Prag'dan kaçmak zorunda kaldı. Üç sene sonra İngiltere'de artık bir gazetede çalışan Kaja, nazilerin Londra'yı bombalamasının ardından Manş Denizi'nin karşı tarafında yaşanan korkunç olayları keşfeder. Bölgede binlerce yahudinin katledildiğini öğrendiğinde şehre geri dönmeye karar verir. Ancak şeytan boş durmayıp onun planlarını bozar ve Kaja kendini korkularının merkezinde, Terezin Toplama Kampında bulur....
Umuda ve hayata tutunma hikayesinde Sera ve Kaja yüreklerini saran inanca tutunacak ve sevdiklerini korumak uğruna sonuna kadar savaşacaklardır. Bu, geleceklerini yok saymak anlamına gelse bile...
Kelebek ile Keman'la gönlümüzde yer edinen Kristy Cambron, bu kez Gelincik ile Serçe 'yle savaşın karanlık yüzünün çocuklardaki etkisini, kötü bildiklerimizin de içinde iyilik taşıyabileceğini yürek burkan bir dille anlatıyor...